"Millet-i İslâm, üç yüz seneye kadar mümtaz ve serfiraz ve beş yüz seneye kadar filcümle mazhar-ı kemâldir." 1200-1800'lü yıllar kastediliyor, 1453 İstanbul fethine rağmen Osmanlı niye mazi oluyor?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Evvelâ: 'Ebnâ-yı mazi'den muradım, İslâmların gayrısından onuncu asırdan evvel olan kurûn-u vusta ve ûlâdır. Amma millet-i İslâm, üç yüz seneye kadar mümtaz ve serfiraz ve beş yüz seneye kadar filcümle mazhar-ı kemâldir. Beşinci asırdan on ikinci asra kadar ben 'mazi' ile tabir ederim, ondan sonra 'müstakbel' derim."(1)

Her şey saf, güzel, mükemmel, temiz ve ideal olarak başlar. Zamanla ve ilcaatla, aslından uzaklaşır özelliğini ve güzelliğini kaybeder.

İslamiyet bidayette; turfanda meyve, suyun kaynağı ve güneşin kendisi gibi zuhur etmiş temiz ve mükemmel olarak indirilmiştir.

Ancak zamanın ve mekanın tesiriyle, insanların örf ve adetlerinin müdahalesiyle asıl safiyet ve mükemmelliğini insanlar mabeyninde kaybetmiştir; ciddi manada tezelzüle uğramıştır.

Bidayette temiz ve safiyet zamanında yetişen sahabelerle, zamanımızdaki Müslümanların arasındaki azim fark ve uçurum, bu meselenin en güzel isbatıdır.

Üstadımız, Hicri Üçüncü asra kadar; yani Resulü Kibriya (a.s.m.) ve sahabe döneminden itibaren tabiin ve tebe-i tabiin zamanı dahil olan süreyi, maddi ve manevi refahlı ve saadetli devir olarak tarif ediyor.

Hicri beşinci asra kadar, lider ve gelişme dönemidir. İdarede, ilim ve medeniyette göz kamaştıran bir devir olarak değerlendiriyor. Yani dünyaya ilmin, bilimin, medeniyetin ve faziletin yayılması o devirde vuku bulmuştur.

Hicri beş ve on ikinci asır arasına mazi demesinin sebebi ise; kuvvete, hisse, tab’a ve saltanata dayanan idari sistemin dünya çapında değişmesi ve yerine ilme, bilime, sefkate ve meşverete istinad eden Meşrutiyet ve Cumhuriyet sistemlerinin geçmesidir.

Çünkü hicri bin iki yüzden sonra dünya idari boyutta ciddi anlamda değişmiştir. Her cihetiyle saltanat ve krallıklar gidiyor, yerine hürriyet ve serbestiyet rejimleri geliyor.

İşte “Eski hal muhal ya yeni hal veya izmihlal” diyerek saltanatın artık mazi olduğunu, bir daha dirilmeyecek şekilde öldüğünü, ilan etmekle, yeni idare ve sisteme uyulması icab ettiğini söylüyor. Ve bu demokrasi ve hürriyetler idaresine istikbal diyor.

Eskiye mazi demesi, ecdadı ve onları tenkit ve tahkir anlamında değildir. Bir vaka tesbitidir.

Asırlardır devam eden eski idari şeklin kaderi ilahiyle değiştirilmesinin sır ve hikmetlerini nazara verip, yeni sistemden istifade etmeyi temin ediyor. Eski hâl ile gitmeyi ve idareyi, yeni şartlardan makul görmüyor.

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale (Usuru'l-Hakikat), Sekizinci Mukaddime.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (9.Bölüm)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 9.564
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...