"Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım." İfadesi tenkit ediliyor, izah eder misiniz? Allah'tan korkmak cehennemden korkmak değil mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Her ne kadar cehennem de Allah’tan korkmanın bir yansıması olmuş olsa da Allah’tan korkmak ile cehennemden korkmak arasında bir nüans farkı bulunmaktadır.

Allah’tan korkmak, daha ziyade bir haşyet, bir saygı ve rızasını kaybetme endişesi iken, cehennemden korkmak ise daha ziyade maddî bir azap, bedene verilen bir ceza, cismani bir acı ve elem şeklindedir. Allah’ın rızasına mazhar olamamak, cehennem azabından daha elim ve daha acıdır.

Üstadımızın imanındaki büyüklük ve şefkat, maddî bir azap, cismani bir acı ve elemi göze göstermiyor ve bu, aşkın ve müteal sözü söyletiyor.

Bu söz iman ve manevî makamın şehamet ve kudretinden gelen muvazeneli ve istikametli bir sözdür. Yoksa cehennemi hafife almak ya da küçümsemek manasına gelmiyor.

İslam âlimleri bütün insanlara bir anne şefkatiyle yaklaşmışlardır. Nasıl ki bir anne evladının ateşe atılmasını istemez, evladını ateşten kurtarmak için tereddüt etmeden kendisini ateşe atar. İşte İslam âlimleri de insanlığın selameti için kendilerinin ateşe atılmasını dilemişlerdir. Zaten bu zatları bu seviyeye çıkaran da bu ruhtur ve şefkatin engin coşkunluğudur.

Bu gibi sözler büyük manevî makamda olan zatlara mahsus olduğu için, herkesin böyle sözleri taklit etmesi uygun olmaz. Zira söz ile ahvalim uyum içinde olması gerekir. Alçak haletten yüksek sözler söylemek sakil kaçacağı için bu gibi sözlere herkes için müstekar diyemeyiz. Yalnız Üstad Hazretleri için bu söz müstekardır denilebilir.

Bu söz, iman ve şefkatin kemalinden süzülüp geliyor. Yoksa kâfirin yanmasını kerih gören bir fikir değildir. Umumi manada keşke herkes iman edip cennete gitse idi demek nasıl masumane ve caiz bir söz ise, bu söz de aynı şekilde bir temenni ve bir dua mahiyetinde masumane ve caiz bir sözdür.

Hem bu söz dünyada söylenmiş bir söz olduğu için cennet ve cehennemin şartları ve ahvali ile kıyas edilemez. Cennete giren birisi ile dünyadaki birisinin mülahaza ve düşünceleri müsavi olmaz. Cennette giren cennetin şartlarına tabi olur. Hâlbuki Üstad Hazretleri bu sözü dünya şartları için sarf ediyor.

Cehennem azabının şiddeti ve keskinliği ise cismani ve nefsanî açıdandır. Faraza bu sözü Üstad Hazretleri nefsine dese, nefis bunu kabul etmeyecek ve buna yanaşmayacaktır. Bu sebeple nefsin hükmü ile vicdanın hükmünü birbirine karıştırmamak lazımdır.

Nitekim benzer bir sözü Hazreti Ebu Bekir Efendimiz (ra.) de söylemiştir. O söz şu şekildedir:

“Ya Rabbi vücûdumu o kadar büyüt ki, cehennemi ben doldurayım. Oraya bir başkası girmesin.”(1)

(1) bk. Şemseddin Sivasi, Cihar-ı Yar-ı Güzin, s. 25.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 14.381
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...