"Müntehâ-yı Miraca remzeden اِنَّهُ daki zamir, ya Cenâb-ı Hakka râcidir veyahut Peygamberedir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evvelki ayet-i azimenin azim hazinesinden, yalnız اِنَّهُ zamirinde bir düstur u belagate istinad eden iki remzin meselemize münasebeti olduğu için, i’caz bahsinde beyan edildiği üzere yazacağız."
"İşte, Kur’ân-ı Hakîm, Habib-i Ekrem Aleyhi Efdalüssalâtü ve Ekmelüsselâmın Miracının mebdei olan, Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâ'ya olan seyeranını zikrettikten sonra اِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ der. Ve şu kelam ile Sûre-i وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰى da işaret olunan müntehâ-yı Miraca remzeden اِنَّهُ daki zamir, ya Cenâb-ı Hakka râcidir veyahut Peygamberedir." (Sözler, Otuz Birinci Söz.)
Tefsir ilmince “innehu”daki hu (o) zamirinin hem Allah’a hem de Peygamber Efendimize (asm) işaret etme imkânı vardır.
“Şüphesiz ki o her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.” (İsrâ, 17/1).
Burada "o" zamiri Peygamber Efendimiz’e (asm) işaret ettiği takdirde, mi'rac seyahatinde "şey" kapsamına ne giriyor ise, hepsi Allah tarafından ona gösterildi ve işittirildi, manasına gelir. "Şey" bütün mahlukatı içine alan bir tabir olduğu gibi, Allah’ın zatı ve sıfatları içinde kullanılabilen bir kavramdır. Allah Resulü (asm) mi'racta mahlukattan başka Allah’ın zatını da görüp, kelamını perdesiz ve vasıtasız olarak işitmiştir.
Ayetteki "o" zamiri Allah’a işaret ediyorsa, manası zahirine verilir. Yani, Allah sonsuz görme ve işitme sıfatı ile her şeyi görüp işitiyor, demektir. Her iki mana da tefsir ilmince caiz olduğu için Üstad Hazretleri her iki manayı da esas almıştır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Necim suresinde geçen innehu zamiri Nasıl geçiyor izah edermisiniz
وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰىۙ meali: ﴾1-2) Battığı sırada yıldıza andolsun ki bu arkadaşınız ne sapıtmış ne de eğri yola gitmiştir.
Bu ayetin ilgili tefsirleriden birisi de şu şekildedir: Yine, Hz. Muhammed’in kastedilmiş olabileceği yorumunda, onun mi‘racdan inmesi veya mekânın üstüne (fizik ötesi âleme) yükselmesi açıklamaları yapılmıştır.(Taberî, XXVII, 40-41; Beyzâvî, VI, 98-99; Şevkânî, V, 122; Elmalılı; VII, 4569-4570). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 157-158
Necim suresinde Peygamber'imizin Allahı gördüğüne işaret eden ayetler hangisi izah edermisiniz
18. âyetteki “Hiç kuşkusuz o, ... görmüştü” anlamındaki cümlede öznenin Hz. Peygamber olduğu açıktır; fakat onun neyi gördüğünü şu mânalardan biriyle açıklamak mümkündür: a) Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü, b) Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını, c) Rabbinin en büyük âyetlerini gördü. Bunlardan ilk mânayı tercih eden müfessirlerden bazıları bunu Cebrâil’i görmesi şeklinde açıklamışlar, bazıları da Hz. Peygamber’in rabbini görmüş olması ihtimali üzerinde durarak bu konuyu geniş biçimde tartışmışlardır. İbn Abbas’tan meşhur olarak nakledilen rivayette Peygamber’in rabbini gözüyle gördüğü belirtilirken, kendisine bu konuda soru sorulan Hz. Âişe bu ihtimali reddetmiştir. İbn Mes‘ûd ve Ebû Hüreyre’den meşhur olarak nakledilen rivayet de bu yöndedir. İslâm âlimleri bu rivayetleri Allah’ın zâtı, sıfatları ve görülmesine ilişkin âyet ve hadislerle birlikte değerlendirerek iki eğilimi de savunan açıklamalar yapmışlardır. Bazı âlimler Hz. Peygamber’in Allah’ı gözüyle değil kalbiyle gördüğü, Allah’ın zâtının değil sıfatının tecelli ettiği gibi telifçi yorumlar ortaya koymuşlardır. Bu noktada unutulmaması gereken bir husus da, anlatılan oluş ve tecellilerin farklı bir âlemde, farklı varlık boyutunda, farklı şartlar içinde gerçekleşmiş olmasıdır; dolayısıyla bu bir iman konusudur. Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 195-165