"Nur" ve "Şuâ" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Şua: Işık demeti, bir ışık kaynağından uzanan ışık telleri. Mesela güneş ışığın kaynağı, şua ise bu kaynaktan çıkan ışığın en küçük parçasıdır. Rezzak ismi rızkın kaynağı, bir karıncanın cüzi rızkı ise şuadır.
Nur: Aydınlık, parıltı, parlaklık, her çeşit karanlığın zıddı ve ışık gibi manalara geliyor. Ayrıca Allah’ın isimlerinden bir isimdir. Nuru maddî ışık olarak değerlendirirsek, şua onun en küçük bir cüzü ve parçası olur. Allah’ın bir ismi olarak alırsak, o zaman şua Nur'un maddî âlemde bir tecellisi, bir gölgesi olur.
“İman hem nurdur, hem kuvvettir.” (Sözler)
İman bir nurdur; göz nuru insanı madde âlemiyle buluşturduğu gibi, iman nuru da insan kalbini iman hakikatlerine muhatap kılar.
Kör bir insan, göz nurundan mahrumdur; eşyaya bakar ama bir şey göremez. İmansız bir insan da küfür karanlığındadır, kâinatı seyreder, ama onun yaratıcısını bilemez.
Cehalet de ayrı bir körlük, ayrı bir zulmettir. Cahil insan, gözü önüne konulan ilmî bir eserin sadece maddesini görür, O’nun içindeki mânaya nüfuz edemez. İlim ise nurdur, insanı o eserdeki hikmetlerle tanıştırır.
Cenâb-ı Hakk’ın bir ismi Nur olduğu gibi bütün isimleri de nuranîdir. Her birinden farklı güzellikler, değişik inayetler ve merhametler tezahür eder. Hâlık isminin tecellisi etmesiyle varlığa ayak basan her mahlûk, yokluk zulmetinden kurtulmuş, vücut nuruna kavuşmuş olur.
Hayat sahibi olmak vücuttur, olmamak ise adem. O hâlde bir varlıkta “Muhyî” isminin tecellisiyle hayat nuru parlar.
Adalet nurdur, zulüm ise zulmet. Âdil isminin tecellisiyle zulümler ortadan kalkar, hikmet ve rahmet nurları her tarafı kaplar.
İşte bütün isimleri ve sıfatları nuranî olan Allah’a iman etmek de ayrı bir nurdur. İnsan bu nur ile küfür zulmetinden kurtulur.
Nur; dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki nevidir. Dünyevi olanı da iki çeşittir: Biri: Envar-ı İlâhiyeden intişar eden nurdur. Akıl ve Nur-u Kur'an gibi. İkincisi: Görmekle hissedilir ki, nurlu cisimlerden ibarettir, güneş, ay ve yıldız gibi...
Uhrevi nur: Nur, âlemin mânen aydınlığına sebep olan Hazret-i Peygamber'e de (A.S.M.) denir. Eşyanın hakikatını olduğu gibi beyan eden şeye de "nur" denir. Meşhur bir zata "Nuri" denmiştir; bunun sebebi her ne zaman vaaza ve nasihata başlasa, gayb âleminden nurun şimşek gibi parıltısı ona tecelli ederdi.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü