"O cereyan eden namuslar, şu hükmeden kanunlar itibari emirlerdir, vehmî düsturlardır; ademi sayılır." Buradaki kanun, namus, itibari emir mefhumlarını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İtibari emirler; müstakil varlığı olmayıp, öylece kabul edilmiş, öyle itibar edilmiş şeyler demektir. Mesela, sağ ve sol kolumuz Allah’ın birer mahlukudurlar, ama sağ ve sol diye ayrı birer mahluk yoktur. Bir tarafımıza sağ itibar etmişiz, onun karşı tarafına da sol demişiz. Alt, üst, büyük küçük, ön, arka da birer itibari emirdirler. Bunlar vehmî şeylerdir.
Üstad Hazretleri hilkatteki kanunların, namusların da bu gruba girdiğini ifade ediyor.
Mesela, çekirdeğin açılması, ondan bir ağacın çıkmaya başlaması, büyüyüp uzaması ve yayılması bir ilahi icraattır. Biz bütün ağaçların aynı şekilde büyüdüklerini gördüğümüzde bir büyüme kanunundan söz ederiz. Ancak büyüme kanunu diye sabit varlığı olan bir şey ortada yoktur. Biz söz konusu hadiseleri böyle isimlendirmişiz. Yani, büyümek vehmî değildir, ancak büyüme kanunu; itibari bir emirdir, vehmî bir düsturdur. Böyle bir kanunun hariçte vücudu yoktur.
Kanun ve namus kelimeleri yakın mana taşırlar ve birbiri yerine kullanılabilirler. Mesela, Üstad Hazretleri ruhun tarifinde “Ruh, bir kanun-u zivücud-u haricîdir, bir namus-u zişuurdur.”(1) buyururlar.
Şu var ki, namusun kelime manasında gizlilik bulunduğu düşünülürse, namusun kanundan daha gizli, daha ince olduğu söylenebilir. Mesela, baharda çiçeklerin açması bir kanun, annenin yavrusunu şefkatle bağrına basması ise bir namus olarak düşünülebilir.
1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri: 19.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü