"O zat, hidayetiyle saadet-i ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vusulüdür; öyle de duasıyla, niyazıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve vesile-i icadıdır." cümlesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Dua, insanın acizliğini ve fakirliğini idrak edip, kudreti sonsuz, iradesi mutlak ve ihsanları nihayetsiz olan Allah’a iltica etmesidir. Buradaki dua, sadece kavli dua değildir.
Buradaki dua kavramı, Peygamber Efendimizin (asm) külli ibadetinin ve kulluğunun genel bir ifadesidir. Namaz da bir nevi duadır, tesbihtir, tazimdir ve zikirdir.
İnsanlığın en büyük arzusu bekadır. Yani sonsuz yaşama arzusudur ki, bütün ibadetlerin temelinde ve özünde bu arzu ve ihtiyaç ön plana çıkıyor. Hazreti Peygamber (asm) insanlık adına Allah’tan beka istiyor, ebedî hayat talep ediyor.
Habib-i Kibriya Efendimiz (asm) bu duayı ve talebini, namaz ile Allah’a takdim ediyor. “Zaman-ı Âdem'den asrımıza, kıyamete kadar bütün nuranî, kâmil insanlar” büyük bir cemaattir. Peygamber Efendimiz (asm) ise bu cemaatin reisi ve imamıdır. Bu cemaatin bütün ibadetleri ise, külli ibadet manasını taşır.
Bütün insanlara nasıl dua ve ibadet edeceklerini talim ettiren Peygamber Efendimiz (asm) olduğu gibi, bunun uygulamasını bizzat ifa eden de yine kendisidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü