"O zâtın risaleti, imtihan ve ubudiyet için şu dünyanın kurulmasına sebeb olduğu gibi, o zâtın ubudiyetinde yaptığı dua, mükâfat ve mücazat için dâr-ı âhiretin icadına sebeb olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Risalet ve âhiret birbirini iktiza eder. Böyle muhteşem bir kâinatın Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) gibi bir muallimi ve tarif edicisi elzemdir, zarurîdir. Çünkü kâinatın ne mâna ifade ettiği, insanın yaratılış gayesi, eşyanın hakikati, Cenab-ı Hakk’ın emir ve yasakları ancak onun tâlim ve irşadı ile bilinir.
Hadis-i kudsîde haber veriliği gibi, Cenab-ı Hak bu mahlûkat âlemini kendini bildirmek için yaratmıştır. Yine âyet-i kerîme ile de kat’î haber verildiği gibi, cinler ve insanlar ancak Allah’a ibadet için yaratılmışlardır. Üstad Hazretleri ve daha birçok tefsir âlimi bu âyette geçen ibadete “marifet” mânası vermişlerdir. Peygamber Efendimiz (asm.) Allah’ı tanıma ve sevme vadisinde o kadar ileri bir dereceye sahiptir ki, kâinat O’nun nurundan yaratıldığı gibi, sanki cennet de O’nun duasından ve ibadetinden yaratılmıştır.
İnsanlara Allah’ı tanıtan, onları marifet ve muhabbetle şereflendirmeye çalışan bütün peygamberler, Allah Resulünün (asm.) bu mukaddes davasının temsilcileridirler.
İnsanların tamamı, hiçbir peygamberin sözünü dinlemeyerek cehennemlik olsalardı bile, ubudiyet vazifesini en üstün mânasıyla ifa eden Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) için bir saadet yurdu yaratılırdı ve yaratılmıştır.
Hikmet böyle iktiza ettiği gibi, Allah Resulü (asm.) de ebedî saadeti Rabbinden istemiş, bütün ümmetinin o saadete nail olmaları için yalvarmıştır. O halde, O’nun duası neticesiz kalmayacak ve ebedî saadet diyarı açılacaktır. Hikmet böyle iktiza ettiği içindir ki, ahiret yurdu yaratılmış bulunmaktadır. Üstad'ın ifadesiyle;
"Elbette ve herhalde, o kitabın aslı yazılmış ve haşir ve neşir ile hâşiyeleri de yazılacak ve umumun defter-i a’mâlleri onda kaydedilecek.”
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü