"Ona müstaid olan bir fenni esas tutmalı. Ve buna münasib fünûnu; her birinden birer fezleke alınmalı ve o fen, esasın suret-i hakikîsini mütemmim ittihaz etmelidir..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Ona müstaid olan bir fenni esas tutmalı. Ve buna münasib fünûnu; her birinden birer fezleke alınmalı ve o fenn, esasın suret-i hakikîsini mütemmim ittihaz etmelidir."
"Zira her bir fezleke, bir sûret-i müstakilleyi teşkil etmiyor. Lâkin bir suret-i esasiyeyi tekmil edebilir."(1)
"Ona müstaid olan bir fenni esas tutmalı."
Öncelikle öğrenci kendi kabiliyetine uygun bir fenni seçmeli ve o fende ilerlemelidir. Günümüzde ilimler dallara, dallar şubelere ayrılarak branşlaşma yoluna girmiştir.
Fezleke, "bir olayın, meselenin veya raporun esas noktalarını ve sonucunu açıklamak üzere hazırlanan özet veya kısaltma” anlamına geliyor.
Suret-i hakiki de herhangi bir ilmi bütünü ile kapsayan ve o ilmin öz ve özetini ifade eden bir terimdir. Her ne kadar hazırlanan fezleke ilmin hakiki suret ve hüviyetini temsilden aciz ise de o fezleke o ilmin temeline ve esasına dair bir ip ucu bir tarifname hükmüne geçebilir.
İlimlerin birbirini teyit ve takviye etmesi, ancak bu tarz fezlekeler ile mümkün olabilir.
İlk ve orta eğitimde bu fezlekeler verilir. İleri eğitim olan üniversite de ise branşlaşma gerçekleşir. Kaliteli ve sağlam bir eğitim için bu tarz yapısal usuller çok önemlidir.
Bu konuyla ilgili Muhakemat eserinde de şöyle denilmiştir:
"Hem de hakaik-i tarihiyedendir ki: Bir şahıs çok fenlerde meleke sahibi ve mütehassıs olamaz. Ancak ferid bir adam, dört veya beş fenlerde mütehassıs olabilir. Umuma el atmak, umumu terk etmek demektir. Bir fende meleke, o fennin suret-i hakikiyesidir. Onunla temessül etmek gerektir. Zira bir fende mütehassıs ve malûmat-ı sairesini mütemmime ve medet verici etmezse, malûmat-ı perişanından bir suret-i acîbe temessül edecektir."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Asar-ı Bediiyye, s. 440.
(2) bk. Muhakemat, Birinci Makale, Altıncı Mukaddime.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü