"Öyle zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır, bir gülle otuz milyonun mahvına sebep olur." Devamıyla izah eder misiniz? Tek gülle hakiki sebep olabilir mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Öyle zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır, bir gülle otuz milyonun mahvına sebep olur. HAŞİYE Öyle şerâit tahtında olur ki, küçük bir hareket, insanı âlâ-yı illiyyîne çıkarır. Ve öyle hal olur ki, küçük bir fiil, insanı esfel-i sâfilîne indirir."

Üstad sebeplere değil, savaşın başlamasına mebde’ teşkil eden mermiden bahsediyor. Her ne sebeple olursa olsun, savaşın zahirî sebebi Veliaht'ın öldürülmesidir. Zaten savaş için bir bahane aranıyordu. Hangi bahane olduğu mühim değildir.

Sair zamanlarda sıkılan bir mermi, birkaç kişinin ölümüne sebep olurken, buradaki merminin neticesi otuz milyon insanın ölümüne ve bir o kadar insanın da sakat kalmasına ve perişan olmasına sebep olmuştur. Yani Veliaht’ın tek bir mermi ile öldürülmesi, büyük bir savaşın başlamasıne ve otuz milyon insanın ölümüne sebep olmuştur.

Burada, hâdisenin tarihî seyri ve öncesindeki sebepleri bizi alâkadar etmiyor. Sadece atılan iki merminin neticesini karşılaştırıyoruz.

"HAŞİYE: Sırp bir neferin Avusturya Veliahdine attığı bir tek gülle, eski Harb-i Umumîyi patlattırdı, otuz milyon nüfusun mahvına sebep oldu." (1)

Ayet-i Kerimede de ifade edildiği gibi öyle fitne vardır ki, katilden daha tehlikelidir. Zira o fitne binlerce insanın mahvına sebep olur. Bir televizyon kanalına çıkıp, menfi fikirleri ile anlatarak milyonlarca insanın kafasını karıştıran, kalplerine şüphe atan birinin, aynı fikirleri kendi evinde söylemesi elbetteki bir değildir. Buradan günah ve sevabın büyüklüğünün, zaman, mekân ve şartlara bağlı olarak değiştiği ifade edilmektedir.

Bu meseleyi harika bir şekilde ifade eden Kastamonu Lahikası'nda geçen şu ifadelere bakalım:

"Âhir zamanda bir şahsın hatiât ve günahlarının gayet dehşetli bir yekûn teşkil ettiğine dair rivayetler vardır. Eskide, 'Acaba âdi bir adam, binler adam kadar günah işleyebilir mi? Ve o ahir zamanda bildiğimiz günahlardan başka hangi günahlardır ki, kâinatın heyet-i mecmuasına dokunur, kıyametin kopmasına ve dünyaları başlarına harap olmasına sebebiyet verir?' diye düşünürdüm. Şimdi bu zamanda müteaddit esbabını gördük."

"Ezcümle: Müteaddit o vücuhundan radyomla anlaşıldı ki, o bir tek adam, bir tek kelimeyle bir milyon kebairi birden işler. Ve milyonlarla insanı dinlettirmekle günahlara sokar."

(Şimdilerde ise televizyon ve interneti dikkate alırsak, olayın vehameti daha iyi anlaşılır)

"Evet, küre-i havanın yüz binler kelimeleri birden söyleyen ve bir dili olan radyo unsuru, nev-i beşere öyle bir nimet-i İlahiyyedir ki, küre-i havayı bütün zerratıyla şükür ve hamd ü senayla doldurmak lazım gelirken, dalâletten tevellüd eden sefahet-i beşeriye o azim nimeti şükrün aksine istimal ettiğinden, elbette tokat yiyecek."(2)

Birinci Dünya Savaşı'nın çıkış sebeplerinin başında, İngiltere ve Almanya arasındaki iktisadî yarış gelir. Fransa da 1871’de, Almanlara yenilmenin acısını unutamıyor, intikam almayı arzuluyordu. İngilizlerin, Rusları Balkanlar'da serbest bırakması, bölgede menfaati olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun işine gelmiyordu. Çünkü, Rusların Panslavizm propagandası, bu imparatorluk içinde yaşayan slavları etkiliyordu. Balkanlarda Rus menfaatlerini koruyan Sırbistan, Avusturya-Macaristan İmparatorluğundaki soydaşlarının bulunduğu toprakları kendi ülkesine katmak istiyordu. Bu istek, yeni bir buhranın doğmasına sebep oldu.

Savaşın asıl sebebi, İngiltere'nin başını çektiği bir gruplaşma karşısında, Almanya'nın meydana getirdiği gerilimdir. Yukarıda anlatılan Balkan bunalımı ise, bu gerilime sıçrayan bir kıvılcım olmuştur.

1914 yılı ortalarına doğru, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı, Bosna Hersek'in merkezi Saraybosna'yı ziyaret etti. Burası; Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeydi ama nüfusunun ekseriyeti Slavdı. Ziyaret sırasında veliaht, Sırp bir grup tarafından öldürüldü. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, katillerin Sırbistan'a sığındığını ve orada korunduğunu iddia ederek bu devlete savaş ilan etti. Bu kıvılcım, kısa sürede büyüdü. Rusya, Sırbistan'ın yanında savaşa girdi. Fransa da Rusya'yı destekledi. Bunun üzerine Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun müttefiki olan Almanya, Rusya ve Fransa'ya savaş açtı. Bir süre sonra da İngiltere, Fransa'nın yanında savaşa katıldı. Böylece Birinci Dünya Savaşı başlamış oldu.

Dipnotlar:

(1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri.
(2) bk. Kastamonu Lahikası, (42. Mektup).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.085
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...