Risale-i Nur’da geçen "medine-i medeniyet-i insaniye" ifadesini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Medeniyet; "medine" kelimesinden türetilmiş olup, "şehirde toplu bir şekilde yaşamak" manasına gelir. Şehirde yaşayanlara medeni, çölde ve çadırda yaşayanlara da bedevi denilir. Birinci hayat tarzına medeniyet, diğerine ise bedeviyet adı verilir.
Malumdur ki, insan tek başına yaşayamaz, diğer insanlarla bir arada yaşamaya mecburdur. Zira insan, kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz. Onun için diğer insanlarla birlikte yaşaması, yardımlaşması ve böylece hayatını devam ettirmesi zaruridir. “İnsan fıtraten medenidir.” sözü bu manayı ifade etmektedir.
“İnsanın fıtratı medenidir, ebnâ-yı cinsini mülâhazaya mecburdur. Hayat-ı içtimaiye ile hayat-ı şahsiyesi devam edebilir.”(1)
İnsanların ilim, irfan, sanat, ticaret ve çiftçilik gibi mesleklerle uğraşmaları ve birbirleriyle yardımlaşmaları medeniyetin güzelliklerindendir. Onun içindir ki, insan, hem kendisine hem de diğer insanlara faydalı olmak için çalışır, herkesle ülfet, muhabbet ve ünsiyetle geçinir. Diğer insanların maddî ve manevî hukukunun muhafazasına çalışır.
Milletimizin maddî ve manevî hukukuna tecavüz eden bazı makam ve rütbe sahibi nice yazarlar da vardır ki, milletimiz bunlardan gördüğü zararları hiçbir bedeviden görmemiştir. İşte bunlar vahşet ve zulümde çöldeki bedevilere rahmet okutacak kadar ileridirle.
“Bu medenilerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu görülecek gibi hayale gelir.”(2)
Bedeviyetten kurtulup hakiki medeniyete kavuşmanın yegâne çaresi, Nebiyy-i Zişan Efendimiz’in (a.s.m.) taraf-ı ilahiden getirdiği İslam dinine her hususta tam ittiba etmektir.
Dipnotlar:
1) bk. Hutbe-i Şamiye.
2) bk. Sünuhat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü