"Rüya misalin zılli, misal ise berzahın zılli olmuştur. Ondan onların düsturları birbirine benziyor." Bu kısmı izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Âlem-i misal; maddi âlem ile ahiret âlemi arasında bulunan ve bir yönü ile maddiyata diğer yönü ile ahirete benzeyen bir köprü ve ara âlemdir.

Âlem-i misal, tıpkı hava ve esir unsurları gibi latif ve nurani bir âlemdir. Bu ciheti ile ruhanilere benziyor. Âlem-i misalde maddi âlemin izleri de bulunduğu için, her yönü ile ruhaniyete makes ve ayna olamıyor. Maddi âleme göre misal âlemi daha latifdir. Misal âlemi, hayale yakın bir âlemdir.

İnsan şu kâinatın küçük bir misalidir ve her âlemden bir numune onun fıtratında dercedilmiştir. İnsanın gördüğü rüyalar, misal âlemi ile maddi âlem arasında bir alışveriştir. Yani maddi âlemdeki eşyaların misal âlemindeki tezahürüdür.

Misal âlemi tam olarak ne maddi âlemdir ne de berzaha ait bir âlemdir; her iki âlemin ortası bir ara ve köprü âlemdir. Uyku bu âleme girmeye bir vesilesidir.

Maddi âlem, misal âleminden hakikate daha yakın olmasından, maddi âlemden küçük bir şey misal âleminde büyük olarak yansıyor.

Uyku hâlinde iken, insanın maddi âlemle alakası kesildiğinden, sair latifeleri ve duyguları gaybî âlemler ile irtibata geçip, oralarda geziniyor. Kalbin ve duyguların terakki ve keskinliğine göre bazen levh-i mahfuzun cilveleri, bazen de kader mektuplarının numuneleri ile karşılaşıyor. İşte rüyanın hakikati bundan ibarettir. Rüyada görülen bu cilveler ve numuneler misal âleminin bir tezahürüdür. Hakikat âleminden basit bir şey misal âleminde çok büyük ve karmaşık bir hâl alabiliyor. Bu yüzden rüyaların tabir edilmesi gerekiyor.

Rüya, vücut mertebelerinin kuvveti açısından misal âleminin gölgesi hükmündedir. Misal âlemi de aynı şekilde berzah âlemine nisbetle gölge hükmündedir. Yani zayıflık ve kuvvet açısından, berzah âlemi en kuvvetli âlemdir, sonra misal âlemi gelir, en son olarak da misal âleminin mahsulü olan rüya gelir...

Aynı zamanda bu üç âlem birbiri ile alakalı olduğu gibi, sürekli alışveriş içindedir.

Misal âlemi, maddi âlemlerdeki eşyaların suretlerinin alındığı bir âlemdir. Rüya ise; bu suretler üstündeki sembollerdir. Berzah ve kabir âlemi de gaybî âlemlerin girizgâhı hükmündedir.

İnsan rüya vasıtası ile misal âlemine uzanır, oradan da berzah âlemi ile irtibata geçer. Bu âlemler birbiri ile irtibatlı ve muttasıl olduğu için, birbirlerine çok benzerler.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

msaydin
İnsan şu kainatın küçük bir misalidir ve her alemden bir numune, insanın mahiyet ve fıtratında dercedilmiştir. Nasıl göz görüntü alemine açılan bir kapı ise, insandaki hayal kuvveti de alem-i misale açılan bir penceredir. Bu pencere ile o alemi seyreder. bu misaller gibi, üstadın kalbe telefon bırakılmış dediği (ehadiyet sırrı) yerden berzah alemine açılan kapıdır diyebilir miyiz ?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (editor)
Denebilir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
asafhikmet

Allah razı olsun.
Peki Alem-i Misal ve Berzah Alemi arasında ne gibi farklılıklar var?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Âlem-i Berzah: Berzah âlemi, Kabir âlemi.

Bu dünya ile âhiret âlemi arasındaki geçiş âlemi. Bu âleme kabir âlemi de deniliyor. Ruhlar haşre kadar bu âlemde kalıyorlar.

Resulûllah Efendimiz (asm.)  kabri, “cennet bahçelerinden bir bahçe” olarak tasvir ediyor İmanla göçen ruhlar o âlemde cennet bahçelerini seyrediyorlar. Cennette görecekleri lezzetlerin bir kısmını bir derece tadıyorlar bu âlemde. Bu kadarı bile dünya lezzetlerinin çok üstünde.

Mü’min için dünyadan cennet’e köprü,  küfür ehli için ise cehennem azabının ilk numunelerinin tadıldığı azap karakolu. Bu azap dünya azabından daha şiddetli, ama cehennem azabından daha hafif. Bu yönüyle kabir, küfür ehli için, dünyadan cehenneme köprü.

Âlem-i Misal: Rüyâda görülen âlem. Dünyada mevcud bulunan bütün eşya ve zuhura gelen bütün ef'âlin aynısı ile müretteb ve mütekevvin olan bir tarzı veya âlem-i ruhâninin bir nev'i.

Âlem-i misâl,  ruhlar âlemi ile cisim âlemi arasındaki geçiş âlemi diye tarif edilmiş. Diğer âlemlerin olduğu gibi bu âlemin de küçük bir misali insanda mevcut. Nur Külliyatından, bu misalin, “hayal” olduğunu anlıyoruz. Daha önce gittiğimiz bir beldeyi hayâlimizde canlandırdığımızda, hayal âlemimizde o şehrin bir misali teşekkül eder. İşte bu şehrin aslı âlem-i şehadetten, hayaldeki şekli ise âlem-i misâldendir. Bir aynanın karşısında durduğumuzda iki şahıs karşı karşıya gelir. Bunlardan birisi hakiki, ikincisi ise misalîdir.

Bu misallerin ışığında diyebiliriz ki, şu gördüğümüz âlemdeki her şeyin, her hâdisenin bir misalinin mevcut olduğu ayrı bir âlem var. Ve o âleme, âlem-i misal deniliyor. Misal âlemi, ruhlar âleminden daha kesif; şu âlem-i şehadetten ise daha lâtiftir. Bu mahiyetiyle, iki âlem arasında bir berzah gibidir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...