"Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"...Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır." (Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam)
Âdem babamız cennetten dünyaya gönderildiği için, insanların asıl vatanı cennettir. Ölüm de bu asli vatana sevkiyatın ilk safhasıdır. Bunu diriliş, vakfe ve mizan safhaları takip edecek ve imanla göçüp mizanda sevapları ağır gelenler sırattan geçip cennete varacaklardır. İmanla göçtüğü halde günahları ağır gelenler ise cehennem azabıyla yıkanıp temizlendikten sonra cennete gideceklerdir.
Ölüm; dost ve ahbablardan ebedî olarak ayrılmak değildir. İmanla göçen bir ruh berzah âleminde cennet hayatı yaşar. Cennete girmekle görebileceği ve sohbetlerinde bulunabileceği bütün sevdiklerine kavuşmanın sefasını sürer.
Başta İki Cihan Serveri Habib-i Kibriya Efendimiz (asm) olmak üzere, bütün peygamberler, evliyalar ve dostlar bizi bekliyorlar. İşte ölüm; yüzde doksan dokuz, ahbab ve dostların toplandığı berzah âlemine açılan bir kavuşma kapısıdır.
Bedenin çürümesi, dağılması bir evin duvarlarının yıkılması gibi yahut bir elbisenin güvelenerek parçalanması gibidir. Bunlar ruha bir zarar vermez. Şu var ki, görünürde ürkütücü ve üzücü olan bu bozulma ve dağılmalardan insan hissen rahatsız olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü