"Sair kitaplarda şu nevi tevafukat bulunuşu tesadüfe verilebilir." Buradaki "tesadüf"ü nasıl anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma manasına gelen İslamî bir ıstılahtır. Manalı ve hikmetli gayelerle, latîf bir şekilde birbirine yakışan ve birbiriyle alakalı olan, uygunluk arz ederek bir intizamın varlığını gösteren, kısaca birbirine tevâfuk eden her şey, kâinatta tesâdüfe yer olmadığını ilan ve ispat eder.
Tesadüf burada tevafuk kelimesinin zıddı olarak kullanılmıyor. İnsan iradesinin kasıt ve planı dışındaki gelişmeleri ifade ediyor. İnsan bir eserinde kasten ve planlı bir şekilde bir ahenk ve uyum kurarsa, buna tasannu’ yani sun’î denilir. Kasıt ve plan dışı bir şey olursa, bu da tesadüf olur. Tesadüf burada itikadî manada bir şirki ifade etmiyor.
Mesela, bir risalede kasıtsız ve plansız bir şekilde fevkalade bir ahenk düşse, bu ilahî bir ikramın bir eseri olan tevafuk olur. Ama başka bir risalede normal olsa, bu da insan açısından tesadüf yani normal sıradan bir şey olur.
Kısaca tesadüf burada normal sıradan durumları ifade etmekte kullanılıyor, itikadî manada şirk ifade eden tesadüf kastedilmiyor.
"Ama sair kitaplarda şu nevi tevafukat bulunuşu tesadüfe verilebilir. Fakat şu risalelerdeki şuurlu tevafukat-ı gaybiyeyi, bütün gören zatların ittifakıyla, şuursuz tesadüfe havale edilemez. Ve verilmesine imkân verilmiyor. Hattâ en mühim iki müstensih ve bizler, değil ki bir risalenin umumunda, birtek sayfa kanaat verir ki, tesadüf karışamaz, haddi değildir. Çünkü misil olarak iki-üç kelime bulunur. Birbirine bakar öyle bir vaziyette ki, zahiren bir kast irae ediyor."(1)
Buna benzer bir tesadüf ifade de On Dokuzuncu Mektub'da şöyle geçmektedir:
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Hazret-i Zeynep ile tezevvücü velîmesinde, Hazret-i Enes’in validesi Ümmü Süleym, bir iki avuç hurmayı yağla kavurarak bir kaba koyup Hazret-i Enes’le Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma gönderdi. Enes’e ferman etti ki: 'Filân, filânı çağır. Hem, kime tesadüf etsen davet et.' Enes de kime rast geldiyse çağırdı. Üç yüz kadar sahabe gelip suffe ve hücre-i saadeti doldurdular..."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Sekizinci Risale.
(2) bk. age., On Dokuzuncu Mektup, Yedinci Nükteli İşaret.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü