"Herkeste nefs-i emmâre bulunur." cümlesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Nefs-i emmare, kötülüğü emreden nefistir. Nefs-i emmare her insanda bulunur. İnsan bu dünyaya manevî mücadele ve terakki etmek için gönderilmiştir. Mücadele ve terakki ise düşman ve rakip ister, dolayısı ile Allah her insana imtihan olmanın bir gereği olarak bir nefs-i emmare vermiştir.

İnsan nefsi ile mücadele ettikçe manen terakki eder, ilahi isimlere güzel bir ayna olur. Nefis olmadan terakki olmaz, terakki olmadan da ilahi isimlere ayna olunamaz, derinlik kazanılamaz.

"Yine de ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis, rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder; şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir." (Yusuf, 12/53)

Hz. Yusuf (as.) gibi ulu-l azim bir peygamber bile, nefsinden şikâyet ediyor, Allah’a sığınıyor ve kendini temize çıkarmıyor.

"Gerçekte insan nefsi tek bir şeydir. Ancak o çeşitli sıfatlarla nitelenmektedir. Dünyaya olan bağlılıklardan kurtulup ilâhî âleme yöneldiği zaman 'nefs-i mutmainne' olarak adlandırılır. Şehvete tabi olup üzerine gazap hakim olduğu zaman da sahibine kötülükleri işlemeyi emreder. Bu nefsin tabiatından olan bir durumdur." (1)

Taberî;kötülüğü emreden nefis, insanların tamamına ait olan nefistir. Onun arzusu Allah Teâlâ'nın rızası olmayan şeylere yönelmektir. Allah'ın rahmet etmeyi dilediği kimselerin dışında kalanlar nefsin bu yönlendirmesinden kurtulamazlar.” demektedir.(2)

Nefs-i emmaresini terbiye edenlerin imtihanları ömürlerinin sonuna kadar devam etsin ve devamlı terakki edebilsinler diye, nefs-i emmarenin silahları ve cihazları, asab dediğimiz damarlara ve hissiyatlara aktarılır. Bu ise normal nefisten daha tehlikeli ve daha ziyade söz dinlemez bir vaziyettir. Üstadımız bu hakikati çok yerlerde izah etmektedir. Bir misal:

"Evet, Risale-i Nur şakirtlerinin kalbi, aklı, ruhu böyle aşağı, zararlı, süflî şeylere tenezzül etmez. Fakat herkeste nefs-i emmâre bulunur. Bazı da hissiyat-ı nefsiye damarlara ilişir, bir derece hükmünü kalb, akıl ve ruhun rağmına olarak icra eder."(3)

Her kim olursa olsun nefis ölmez. Ancak nefis terbiye edilerek zararlı halden faydalı hale çevrilebilir. Mücadelenin ömür boyu devam etmesi için nefis, vazifesini asap ve damarlara terk eder ve insanla olan mücadelesini böylece sürdürür.

Ayrıca insanın Allah indinde makamı ne kadar yüce ve âli olursa, baş düşmanı olan nefsi de o kadar şiddetli ve acımasız olur. Masum ve mahfuz olduğu halde Peygamber Efendimiz (asm) dahi Allah’a iltica ederek “Ya Rab, beni bir an dahi nefsimin eline bırakma” diye dua etmiştir.

Dipnotlar:

(1) bk. Fahreddin er-Râzî, Tefsirul Kebîr, XVIII, 157.
(2) bk. İbn Cerir et-Taberî, Tefsir, Mısır 1968, XIII, 1.
(3) bk. Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...