"Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzehânemi tezyin etti." Buradaki "iki kudret mucizesi" nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Re’fet Bey;
"Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzehânemi tezyin etti. Âdi zannettiğimiz şeylerde ne kadar hârikulâde işler bulunduğunu ihtar ediyorlar, şu On Dokuzuncu Mektupta ikinci, üçüncü cüz’ünde salâvat-ı şerifenin her sahifede birbirine bakması tesadüf işi olamaz. Çünkü tesadüf, onda bir tevafuk eder. Bu ise onda dokuz tevafuk var. Demek, ne şuursuz tesadüfün işi ve ne de benim ve ne de kâtiplerin düşünüşüdür."(1)
On Dokuzuncu Mektup'tan ikinci ve üçüncü cüz’ündeki salavat-ı şerife yazılarının tevafukla her sayfada birbirine bakması, ilahî bir inayet hükmünde olduğundan, Üstadımızın çok hoşuna gidiyor. Ve yazılan bu cüzlerin antika eserler gibi müzesini süslediğini ifade ediyor. Her insanın değer verdiği şeyler onun için kıymetli ve antikadır. İşte diğer insanlar fani, ehemmiyetsiz ve geçici şeylere ehemmiyet verirken, Üstad gibi ehl-i ahiret zatlar, Allah'ın davasına hizmet edecek baki şeylere kıymet verip, antika sayıyor.
Antika iki mu'cize-i kudret, Re’fet Ağabeyin yazmış olduğu On Dokuzuncu Mektub'taki ikinci, üçüncü cüzler oluyor. Bu cüzlerdeki salavat-ı şerifeler tevafuklu bir şekilde birbirine baktığı için, Risale-i Nur'un makbuliyetine işaret eden harikulade iki keramet hükmündedir.
Böyle tevafukları tesadüfe havale etmek mümkün değildir. Bu, olsa olsa gaybî bir kastın ve iradenin işi olabilir. Risale-i Nur'un telif sürecinde bu kabilden çok tevafuklar görülmüş ve Risale-i Nur'un manen ne kadar makbul ve mübarek olduğuna birer karine olmuşlar.
"Demek gaybî bir kast ve iradeyle, umum Sözlerde ve bilhassa On Dokuzuncu Mektup'taki salâvât-ı şerifede harika bir letafeti irade etmiş. O tevafukat ise, gaybî bir kastla derc edilen bir belâgat ve letafetin tereşşuhatıdır."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Barla Lahikası, 266. Mektup.
(2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü