"Sefih erkekler hevesâtına uyarak kadınlaştığında; nâşize kadınlar da hayâsızlıkla erkekleşir." İzah eder misiniz? Buradaki "sefih erkekler" ile "nâşize kadınlar" kimdir ve hak ettiği ceza nedir?
Değerli Kardeşimiz;
Gerek erkekler gerekse de kadınlar, İslami ölçülere uymadıkları müddetçe, gayrimeşru bir tarzda birbirlerini etkileyebilmeleri muhtemeldir. Eğer erkek karşı cinsi tahrik edecek şekilde davranır, kendine çeki düzen vermezse, kadın da bunun bir benzeri şekilde davranırsa, dinen her iki taraf da mesuldur. Ciddi bir terbiye sisteminden veya nefsi gemleme süzgecinden geçmedikleri sürece de bunlar birebirlerine karşı mesul oldukları gibi, Cenab-ı Hakk'ın indinde de cezaya çarptırılacaklardır.
Bu asırda bazı erkekler fıtratlarını bozup erkek gibi davranmadıklarından; bazı kadınlar ve kızlar da erkekler gibi giyinerek, onlar gibi davranarak veya açılıp saçılarak nefisleri tahrik etmekte, kadınlık fıtratını ayaklar altına almaktadırlar. Maalesef içtimai hayat kirlenmiş ve İslamî terbiye rafa kaldırılmış. Bunun çözümü özümüze dönüp Kur’anın, İslam’ın ve Resulullah (asm.)’ın ahlakıyla ahlaklanmaktan geçer.
"Hevesat-ı nefsaniyeyle erkeklerin karılaşması, karıların hayasızlıkla erkekleşmesine sebeptir." (Sünuhat, Birkaç Vecizeler.)
Bu asırda birçok fesat şebekesi, toplumun ahlakını bozmak ve fıtratını değiştirmek için elinden gelen bütün plan ve fitneleri tatbik ediyorlar. Bilhassa medya ve moda, bu plan ve fitnenin en tesirli vasıtası yapılıyor.
Moda adı altında ucube kılık-kıyafetler telkin ediliyor. Hatta öyle ki muhafazakâr kesim bile bu moda illetine müptela oluyor. Pantolon ve badi giymek dindar hanımlar arasında normal hâle geldi...
Erkek ile kadının aynı tarz ve aynı şeyleri giyinmesi, Üstad Hazretlerinin yukarıdaki cümlesinin tefsiri mahiyetindedir.
Sefih, helal olmayan zevk ve eğlencelere (sefahate) düşkün kimse demektir. Erkeklerin kadınlaşması edepsiz ve asi kadının emrine girmesi şeklinde değerlendirilebilir. Karı koca birbirini sefahatte taklit eder hâle gelmişse, erkek kadın, kadın da erkek hükmüne gelmiş demektir.
Bazı erkekler kadın kimliğine bürünüyor. Erkek kimliği giderek silikleşirken, kadın kimliği menfi manada giderek güç kazanıyor ve erkeklerin fıtrî meziyetleri değiştiriliyor. Böylece aile mefhumu olmayan bir cemiyeti yıkmanın en kolay yolu olan aile mefhumu yok edilmeye çalışılıyor.
Kadın çalışıyor, çocuk kreşte, erkekte riyaset kalmamış. Ailenin fıtri yapısı zedelendiği için kadın her sahaya el atmaya başlıyor. Öyle ki iş, namazlarda eşit bir şekilde saf tutmaya kadar geldi.
Erkekler üzerinde müthiş bir mahalle baskısı da teşekkül etti. Eşini çalıştırmak istemeyen birisine dindar camia bile “Bu zamanda bu olur mu?” diye baskı uygulayabiliyor.
Naşize: Geçimsizlik çıkarma; serkeşlik yapma; kocaya karşı itaatsizlik etme. Kadının kocasına karşı buğz edip asî olması manasında bir hukuk terimi. Arapça bir mastar olup, itaatsiz kadına "naşize" denir.
Evlilikte eşlerin karşılıklı uyum içinde olması gerekir. Ayet ve hadislerde karşılıklı hak ve vazifeler tesbit edilmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
"Erkeklerin kadınlar üzerinde meşru hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkekler onlar üzerinde daha üstün bir dereceye sahiptirler."(Bakara, 2/228).
Şu ayet de eşlerin birbirleriyle iyi geçinmelerini emretmektedir:
"... Onlarla iyi geçinin, eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş olur." (Nisâ, 4/19).
Kadın, mehrini alıp, kocası onun nafakasını sağladığı sürece, kocasının meşru emirlerine uymak zorundadır. Ancak bu itaat kadının, kocasının her türlü emrine uyacağı manasına gelmez. Kadına, ahlak ve adaba aykırı veya İslam'ın kendisine tanıdığı hakları ihlal edici emirler verilirse, onun itaat borcu, ortadan kalkar. Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor:
"Allah'a isyan söz konusu olan yerde kula itaat yoktur.(1) Ay hâli olmadığı zaman, kocasının cinsel isteklerine boyun eğmesi de bu itaatın kapsamına girer."(2)
Kadının kocasına karşı itaatsizliği hâlinde izlenecek yol Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:
"Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince; önce onlara öğüt verin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın; yine yarar sağlamazsa hafifçe dövün."(Nisâ, 4/34).
İlave bilgi için tıklayınız:
- Toplumun Şekillenmesinde Kadının Rolü (Video: Dr. B. SABAZ)
- İslam'da kadının dövülmesi konusunu ve Peygamberimiz'in çok evliliğinin hikmetini açıklar mısınız?
Dipnotlar:
1) bk. Buharî, Ahkâm, 4; Müslim, İmâre, 39
2) bk. el-Kâsânî, Bedâyiu`s-Sanâyi, II, 334; el-Cassâs, Ahkâmül-Kur`ân, thk. Muhammed es-Sâdık, Dârul-Mushaf, Kahire t.y., II, 68 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid Mısır t.y., II, 46 vd.; el-Fetâvâl-Hindiyye, Mısır 1310/1892, I, 556 vd.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar