"Şeriat vâzı-ı esaret değildir; belki en vahşî suretten böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tâdil etmiştir." cümlesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İşte, İslâmiyetin ahkâmı iki kısımdır:

"Birisi: Şeriat ona müessestir, bu ise hüsn-ü hakikî ve hayr-ı mahzdır.

"İkincisi: Şeriat muaddildir. Yani, gayet vahşî ve gaddar bir suretten çıkarıp, ehven-i şer ve muaddel ve tabiat-ı beşere tatbiki mümkün ve tamamen hüsn-ü hakikîye geçebilmek için zaman ve zeminden alınmış bir surete ifrağ etmiştir. Çünkü, birden tabiat-ı beşerde umumen hükümferma olan bir emri birden ref etmek, bir tabiat-ı beşeri birden kalb etmek iktiza eder. Binaenaleyh, şeriat vâzı-ı esaret değildir; belki en vahşî suretten böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tâdil etmiştir."(1)

Şeriatın insanlara uygulama açısından iki türlü hükümleri bulunuyor.

Birisi, tam hayır ve güzellikleri havi olan hükümler ki; bunlar birden kalp ve gönüllere tesis ediliyor. Zamanın akışına ve seyrine bırakılmıyor. Bu hükümler ekseri olarak iman, ibadet ve ahlaka ait hükümlerdir ki; zaten şeriatın yüzde doksan kısmını bunlar teşkil ediyor. Peygamber Efendimiz (asm)'in bir iki saatlik sohbetinden sonra iman ve ahlak bakımdan zirveye çıkan sahabelerin ahvali buna en güzel örnektir. Zekat, hac, namaz ve oruç gibi....

Bir de şeriatın insanların uygulayıp fakat aslı semavi bir kaynağa dayanmayan bazı vahşi adetlerini zamana yayarak belli bir süreç içinde kaldırdığı ve mutlak güzelliğe ve özgürlüğe götürdüğü hükümleri vardır. Evet, şeriat insanlığı vahşi ve gaddar bir durumdan alıyor, tadil ve onarım yaparak medeniyet ve hakikate peyderpey sindirerek götürüyor.

Vahşet ve gaddarlık dem ve damarlarına işlemiş insanları alıp, birden medeniyetin zirvesine koymak âdetullah açısından kolay olmuyor. Bu yüzden kölelik, cariyelik ve çok evlilik gibi İslam’ın geldiğinde hazır bulduğu toplumsal âdetleri; İslam birden değil de zamana yayarak kaldırıyor ki; bu da sosyolojik bir uygulamadır.

Bazı âdetler vardır ki bir emir ile değiştirmek mümkün değildir, bu âdet zaman ve süreç içinde peyderpey kaldırılır. İslam geldiğinde, kölelik kurumunu kucağında bir sorun olarak buldu ve bunu zamana yayarak mükemmel bir uyum ve ahenk ile kaldırdı. Bunu anlamaktan aciz bazı cahiller; İslam kölelik düzenini birden lağvetmeyip, işlerlik kazandırdı gibi hezeyanlar savurdular. Halbuki toplumsal sorunlar süreç içinde değişim ve dönüşüme tabi tutulurlar.

Amerika bir kanun ile köleliği kaldırdı ve köleler topluma entegre edilmedikleri için bu kanun karmaşa ve afallamaya sebebiyet vermiştir. Hatta çoğu köleler tekrar efendilerine avdet etmişlerdir...

(1) bk. Münazarat.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 6.159
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Süleymanbey
Değerli kardeşim, izahınızda "İslam, kölelik kurumunu, geldiğinde kucağında bir sorun olarak buldu ve bunu zamana yayarak mükemmel bir uyum ve ahenk ile kaldırdı." demişsiniz. Cariyelik ya da kölelik gerçeğinin kurumsal olarak olmasa da, Osmanlı da dahil İslam toplumlarında çok yakın döneme kadar devam etmiş olması bu açıklamaya ters düşmüyor mu? Bir asır önce köleliği ortadan kaldıran şey Kur'an emirleri değil de, kaderin mecbur bırakmış olması gibi görünüyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Kur'an köleler ile efendiler arasında eşit yaşamı ta asr-ı saadette sağlamıştı. Hatta bazı sahabeler köleyi azat etmeyi yanında tutmaktan daha kolay olarak ifade etmişlerdir. Çünkü İslam ahlakı onlara eşit yaşamı telkin ediyor her konuda onlara iyi muamele ve iyi bir hayatı emrediyordu. Yani kölelik o dönemlerde fiilen kalkmıştı demek abartı olmaz. Ama daha sonraları siyaset ve saltanat bunu kendi çıkarlarına göre yeniden tanzim etmiştir. Günümüzün konjonktürü asr-ı saadet ruhunu teyit ediyor demek daha yerinde olur kanaatindeyiz.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
oğuzhangözüpek
KUR'ANIMIZ Bedevi ve Hukuku Olmayan O zamanki ARAP Toplumuna geldi.Onların yaşantılarına; Disiplin,Sınırlamalar aynı zamanda bir düzen ve hukuk vaaz ederek KİMLİK te kazandırdı.Yani Var olanı tanzim etti.ÇOK EŞLİLİĞİ on- onbeş gibi DÖRDE indirdi.Kölelere öyle haklar tanıdı ki eşya köleyi,insan seviyesine çıkardı.O dönemde ROMA Hukukunda bir köle sahibini öldürdüğünde o efendinin tüm köleleri öldürülürdü.İslam bir kişinin suçuyla ancak işleyen mesul olur kuralını koydu.Diğer hukuki haklarıda böyle kıyas edebilirsiniz.Yoksa İslam köleliği emrediyor değildir. Bu durum insanların ve insanlığın tabii gelişimi ile ilgili bir meseledir.Daha 160 yıl önce AMERİKA.B.D de daha başka ülkelerde KÖLELİK en ağır şekli ile yürürlükte idi. Bu gün Zayıflara ve Kadınlara 1000 yıl önceki hukuku , İslam böyle emrediyor diye uygulamaya kalkmak Ya çıkar peşinde ya da art niyetle kötülük peşinde koşanların FİTNESİDİR.İşte İSLAM da YETKİN KİŞİLERİN ŞURASINA(Ortak Aklına) ve belkide ORTAK İÇTİHADINA bu çağda ŞİDDETLE İHTİYAÇ bu yüzdendir .
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Adem68474

İçki içmeyi üç safhada kaldıran Kur'an,köleliği nasıl kaldırdı.Sekçuklu ve Osmanlı gibi İslâm hukukuna göre yönetilmeğe çalışılan dönemlerde kölelik kalkmış mıydı.İzah EDERMİSİNİZ 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...