Seyyalat-ı latife maddeleri nelerdir? Ayrıca esirin ruha yakınlığını nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Önce esir hakkında kısa bir açıklama yapalım:

Yakın zamana kadar fizikçilerin çoğu, esir maddesini kabul etmiyorlardı. Fizik sahasındaki son gelişmelerle, bu konunun ilim adamları kuantom alanı üzerinde yoğun çalışmalar yaptılar ve kâinatta boş bir saha olmadığını, yıldızlar arasındaki uzun mesafelerden, atomun çekirdeği ile elektronları arasındaki küçük mesafeye kadar her boşluğun aslında kuantomla kaplandığını ifade etmeye başladılar. Bu ise esirin kabulü sahasında atılmış büyük bir adım olarak kabul edilebilir.

Bu konuda Üstad Bediüzzaman Hazretleri şu değerlendirmeyi yapar:

"Meyveler ağacını, çiçekler çimenlerini, sünbüller tarlalarını, balıklar denizini bilbedahe gösterdiği gibi, şu yıldızlar dahi, bizzarure menşelerinin tarlasını, denizini, çimengâhının vücudunu, aklın gözüne sokuyorlar."(1)

Üstad Hazretleri “... madde-i nurdan, hatta zulmetten, hatta esir maddesinden, hatta manalardan, hatta havadan, hatta kelimelerden zihayat, zişuuru kesretle halkeder...”(2) demekle, bu seyyal maddelere misal olarak “ışığı, karanlığı, esir maddesini, manaları, havayı ve kelimeleri” vermiş oluyor. Topraktan insan, sudan balık yaratan Allah, elbette bu seyyal maddelerden de onlara münasip, şuur sahibi varlıklar yaratabilir.

Şu var ki, meleklerin nurdan yaratıldıkları açıkça beyan edildiğine göre, bu seyyal maddelerden yaratılan ruhani varlıkların melek olmamaları da mümkündür. Metinde geçen, “hayvanatın pek çok muhtelif ecnasları gibi pek çok muhtelif ruhani mahlukları, o seyyalat-ı latife maddelerinden halkeder.” ifadesi bu noktada çok ehemmiyetlidir. Hayvanat âleminin sinekten kuşlara, koyunlardan balıklara, aslanlardan insanlara kadar pek çok cinsi olmakla birlikte, hiçbiri diğerine benzemediği gibi, bu ruhani varlıkların da birbirinden ayrı pek çok cinsleri vardır. Mesela, ateş havaya benzemediği gibi, ateşten yaratılan cinler de havadan yaratılan o ruhani varlıklara benzemeyeceklerdir.

Esir maddesinin ruha yakınlığı, diğer maddi eşyaya göre daha latif olmasındandır. Yoksa ruhun taşıdığı hayat, görme, işitme gibi sıfatlara sahip olduğundan değil...

Dipnotlar:

1) bk. Sözler, Otuz Birinci Söz, İkinci Esas.

2) bk. age., Yirmi Dokuzuncu Söz, Birinci Maksat.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...