"Siyaseti dinsizliğe âlet yapan bazı adamlar, kabahatini setr için başkasını irtica ile ve dinini siyasete âlet yapmakla itham ederler." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Siyaset, amaca hizmet eden bir araçtır. Bu araç dine hizmet etmekte de dini yok etmekte de kullanılabilir. Bazı dinsizler siyaseti, dinsizliğini ilan edip yaymakta bir araç bir vasıta olarak kullanıyor. Ve bu niyetini gizlemek için dinsizlik önünde ciddi anlamda engel gördüğü kişileri "dini siyasete alet etmek" ile suçluyor.
Mesela, Bediüzzaman Hazretleri yazmış olduğu Risale-i Nurlar ile dinsizliğin önünde bir cephe bir kale gibi duruyor; bu durumdan rahatsız olan dinsizler "Bediüzzamanın derdi dine hizmet etmek değil dini alet ederek bir takım mevkiler kazanmak istiyor. Yani dini siyasete alet ederek siyasi kazanımlar elde etmeye çalışıyor." diyerek Üstadı gözden düşürmeye çalışıyorlar.
Oysa Üstad'ın tek derdi dine ve imana hizmet etmektir; bu uğurda her şeyden, hatta canından bile vazgeçmiştir. Bu durum dinsiz komiteleri çok rahatsız ettiği için sürekli Üstadı dini siyasete alet etmekle itham etmişler, ona irticacı (gerici) yakıştırmasını yapmışlardır. Siyasiler ayrıca dindarları siyasi arenadan bertaraf etmek için, dindar rakiplerini de bu tarzda itham ederler.
Yani kendi alemlerindeki bir arızayı bir kabahati bir çirkinliği, kendine düşman ve rakip gördükleri Üstada bulaştırmaya çalışıyorlar. Bu durum "hırsızın herkesi kendi gibi hırsız zannetme" hastalığına benziyor. Buna psikoloji de "yansıtma hastalığı" deniliyor.
Özellikle paranoya bozukluklarda görülen, kişinin kendisinin çevresindekilere yönelik hissettiği öfkeyi “Herkes bana karşı, bana düşmanlık besliyor.” şeklinde ifade etmesi gibidir. Kendi alet etme hastalığını başkalarında görme durumudur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü