On Dördüncü İşaret
İçerikler
-
"Duası öyle parlak bir surette kabul olmuş ki, o keramet-i duaiye, mucize derecesine çıkmış." Burada neden "keramet" denilmiş olabilir?
-
"Hazret-i Enes, âhir ömründe kasemle ilân ediyor ki: 'Ben kendi elimle yüz evlâdımı defnetmişim...'" cümlesini nasıl anlamalıyız?
-
"Muhallim ibni Cessâme, Âmir ibni Azbat’ı gadr ile katletmişti. Bu olay Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma yetiştiği vakit hiddet etmiş, beddua buyurmuş." Peygamber Efendimiz'in, Muhallim'e bedduasını nasıl değerlendirmeliyiz?
-
Solak olmak kader midir? Peygamber Efendimizin beddua ettiği sol elle yemek yiyen şahıs bir Müslüman mıydı, bedduanın hikmeti ne olabilir?
-
"Tavuk yumurtası kadar bir altını, ağzının tükürüğünü ona sürdü, dua etti, Selmân’a verdi. Dedi: ‘Git, Yahudilere ver.’ Selmân-ı Farisî gidip o altından kırk okıyyeyi onlara verdi. O tavuk yumurtası kadar olan altın, eskisi gibi bâki kaldı." İzahı nasıl?
-
Üstad "Mecmuu, mânevî tevatür gibi bir mu’cize-i mutlakanın tahakkukunu gösteriyorlar." diyor. Bazıları ise "Hadislerdeki mucize rivayetlerinin toplamı bile tevatür olamaz." diyorlar, bu doğru mudur?