“El-hakku yâ’lû” Bizzat, Hem Âkıbet Muraddır
İçerikler
-
"Hak olan bir vesile, batıl vesileye galiptir. Dolayısıyla, bir hak bir batıla mağluptur." Bu iki cümle birbirine zıt görünüyor, nasıl anlaşılabilir?
-
"Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var." Buradaki "hak ve sırr-ı hilkat" nedir?
-
Bazı sıfatları kâfirin sıfatlarından olan bir Müslüman, bazı sıfatları Müslüman olan bir kâfirden cehennemde daha ağır azap çeker mi? Buradaki galibiyet tecellisi nasıldır?
-
"Hem, dünyada hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i ammenin bir cilve-i manidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mâni değildir." ifadelerini izah eder misiniz?
-
"O Zat-ı Zülcelâlin iki vasf-ı kemalden iki şer'î tecelli, vasf-ı iradeden gelen meşietle takdirdir. O da şer'-i tekvini..." İzah eder misiniz?
-
"Ataletin mücazatı sefalet. Öyle de sayin sevabı olur servet. Sebatta da galebedir mükâfat. Zehirin ikabı bir maraz, panzehirin sevabı bir sıhhattır." İzah eder misiniz?
-
"Demek 'El-hakku ya’lû' bizzat demektir. Hem akıbet muraddır; kayd-ı haysiyet maksuddur." İzah eder misiniz?
-
Bazı çevreler İslam aleminin bugünkü perişan haline İslam’ın sebep olduğunu iddia edip din aleyhinde bulunuyorlar. "El-hakku ya'lû" ışığında bilgi verir misiniz?