"Şu müsbet fikr-i milliyet, İslamiyete hâdim olmalı, kala olmalı, zırhı olmalı; yerine geçmemeli..." İslamiyet'in yerine nasıl geçer, nasıl birbiri yerine düşünülür?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın maddesi ve ırkı; kalıp ve kılıf hükmündedir. İnsanın imanı, itikadı, fazileti ve fikirleri ise, bu kalıp ve kılıf içinde muhafaza olunan kıymetli cevherler hükmündedir. Kalıp ve kılıfın vazifesi, içindeki cevherleri muhafaza etmektir. Öyle ise esas olan cevherdir. Akıllı hiçbir insan, kalıbı ve kılıfı cevherden üstün göremez.
Mesela, milyarlar değerinde çok kıymetli bir elması olan kişi, onu çelik bir kasada muhafaza eder. O elması rastgele bir yere atıp, çelik kasaya sıkı sıkı sarılıp onun muhafazasına çalışmak akılsızlıktan başka bir şey değildir.
İşte İslam çok kıymetli bir hazine ve paha biçilmez elmastır, Türk, Kürt ve Arap gibi kavimler ise bu eşsiz hazineyi muhafaza eden bir kalıp ve kılıftır. İslam’ı bir kenara atıp Türklük ve Kürtlük davasına koşmak, elması muhafaza eden çelik kasayı elmastan üstün görmek gibi bir ahmaklıktır. İnsanları kıymetli yapan şey; kalıp ve kılıfları olan ırkları değil, onun içinde bulunan iman, İslam, takva gibi hazinelerdir. Üstad'ın, "yerine geçmemeli" tabiri bu manaya işaret ediyor.
Mesela; bir bardak, bir kalıptır; içine ne konulursa ona göre vasıf alır. Bardağın içine safi bir süt konulursa bardak süt rengini alır, aynı bardağa şarap ya da daha pis bir şey konulsa bu sefer de onun ile vasıflanır.
Türk ya da Kürt bardak gibi kalıptır, bu kalıbın içinde hangi fikir varsa kalıp ona göre şekillenir. Türk’ün içine komünizm fikri girerse Türklük kalıbı o fikrin hadimi ve kalesi olur. Onun içine fikr-i İslam girerse bu kez de İslam cevherinin muhafızı ve kalesi olur.
Demek fikirsiz ve kuru bir ırkçılık anlayışı, boş tenekenin ses çıkarması gibidir...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar