"Süfyaniyetin dört rüknünden en kuvvetlisi ve dehşetlisi bütün bütün çekildi. Kabir altında azap çekiyor. Ve en büyüğü dahi alâkası bilfiil çekilmiş, Mason komitesinin mahkûmu ve âleti olup azabıyla meşguldür..." Açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Deccal ve süfyan akımı; materyalist felsefeden doğan komünizm ve seküler düşüncelerdir. Süfyan ve deccal meselesine bir çeşit bütün izmleri ve maddeci düşünceleri içine alan geniş bir yelpaze olarak bakabiliriz. Dünyanın dört bir tarafında farklı isimlerle anılan bütün düşünce sistemlerinin temelinde maddecilik ve dünyevileşme manası hükmediyor. Yani din ve dünya işlerinin ayrıştırılıp, dinin inkar ya da baskı ile vicdana hapsedildiği bütün düşünce sistemleri deccalizm kapsamına girer.
Süfyan ve deccal bu isimler ile tanınıp bilinmeyecekler. Daha ziyade lider ve önder gibi bir takım kavramlar ile yadedileceklerdir. Bu sebeple bir çok insan bunların hile ve tuzağına düşüp imanlarını kaybedecekler. Bu dehşetli şahıslara karşı mücadelenin siyasi ve ismi bir mücadele tarzı ile değil, imani ve fikri bir mücadele tarzı ile olması gerektiğini Üstad Hazreleri eserlerinde özellikle vurguluyor. Bu sebeple bir isim verip, siyasi bir çalkantı vermektense, imani ve Kur’anî hizmetlere yönelerek o dehşetli şahısların fikirlerini çürütmek daha güzel ve isabetli bir yoldur. Risale-i Nurlar mesleğinde isimler değil, fikirler esas alınarak mücadele edilir. Bu sebeple isim vermek söz konusu olamaz.
Farklı bir mana olarak; burada deccalizm rejiminin kuvvetli süreçten zayıf sürece doğru seyri izah ediliyor. Yani Deccalın kurduğu sistem ilk aşamada çok kuvvetli ve hakim iken, sonraki dönemlerde ve süreçlerde zayıflayama ve erimeye başlıyor. Tabiri yerinde ise bir devletin kuruluş, yükseliş ve yıkılış süreci gibi deccalizm de aynı şekilde kuruluş yükseliş ve yıkılış süreçlerinden geçecek ve geçiyor demektir.
Bu hususu Üstad Hazretleri şu ifadelerinde daha açık şekilde beyan ediyor:
"Rivayetlerde var ki, 'Deccalın birinci günü bir senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür.'(...)"
"İkinci tevili ise: Hem Büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdatları mânâsında üç eyyam var. 'Bir günü, bir devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üç yüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede, otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır.' diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş."(1)
(1) bk. Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar