Tarafsız muhakeme hakikati bulmak için, doğru bir yol olarak bilinmektedir. Burada ise bunun ciddi mahzurları nazara veriliyor. Bu meseleyi nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

" «Sen Kur'anı pek âlî, çok parlak görüyorsun. Bîtarâfâne muhakeme et, öyle bak. Yani bir beşer kelamı farzet bak... Acaba o meziyetleri, o zînetleri görecek misin?» dedi. Hakikaten ben de ona aldandım. Beşer kelamı farzedip, öyle baktım. Gördüm ki: Nasıl Bayezid'in elektrik düğmesi çevrilip söndürülünce ortalık karanlığa düşer. Öyle de o farz ile Kur'anın parlak ışıkları gizlenmeğe başladı. O vakit anladım ki, benim ile konuşan şeytandır. Beni vartaya yuvarlandırıyor. Kur'andan istimdad ettim. Birden bir nur kalbime geldi. Müdafaaya kat'î bir kuvvet verdi. O vakit şöylece şeytana karşı münazara başladı..." (Mektubat, 26. Mektup, Birinci Mebhas)

Evvela Üstad'ın şu tesbitini nazara almamız gerekiyor: Bu konuda “Bitarâfâne muhakeme ise; taraf-ı muhalifi iltizâmdır, bitaraflık değildir.”

Böyle bir muhakeme, tarafsızlık adına da olsa, Kur’an’a bir an için beşer kelamı olarak bakmak demektir ki, yine Üstad'ın ifadesiyle “Muvakkat bir dinsizliktir.”

Kur’an Allah kelamıdır. Önce bunun kabul edilmesi, ona böylece iman edilmesi, daha sonra Kur’an hakkındaki suallere ve ortaya atılan iddialara, Kur’an cephesinde durarak cevap verilmesi gerekir.

Tarafsız muhakeme adına, cepheyi terk ederek, Kur’an’a beşer kelamı diyenlerin safına geçmek ve Kur’ana oradan bakmak, ondaki ulvi hakikatlerin gizlenmesini netice verir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.469
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

şeref askar

Şeytanın yaptığı cerbezeyi anlamak için Lemeat risalesinde dimağdaki mertebeleri onların hasletlerini anlamak gerekir.

mertebelerin sırasını ve hasletlerini şöyle özetleyebiliriz.

tahayyül 》safsata
tasavvur 》bibehre
taakkul 》bitaraf *
tasdik 》iltizam (imanın bağı)
izan 》imtisal
iltizam(tarafgirlik) 》taassub
itikad 》salabet

Şeytan çok büyük bir hile ve cerbeze yaptığı açıktır. Bu cerbeze ile çokları imandan dönmüşlerdir.

Onun için senin desisen ile şu zamanda, bîtarafane muhakeme sureti altında çokları imanını kaybediyorlar...
Sözler (RNK) - 201

Buradaki cerbezi şöyle açıklayabiliriz. Dimağdaki mertebeler ile iman arasında şöyle bir bağlantı vardır. Bir bilgi/haber kulaktan gelir. Sonra bu bilgi hayalin tahayyül ve tasavvurdan sonra aklın önüne gelir. Akıldaki bilgi taakul mertebesinde olur. Taakulun en büyük özelliği/hasleti yukarda geçtiği gibi bitarafane olmasıdır. Yani tarafsız olmasıdır. Daha modern tabirle objektif ve rasyoneldir. Buradan sonra kalbin görevi başlar. akli tasdikden sonra kalbin tasdiki gerekir. Kalb tasdik ederse o zaman iman oluşur. İmanın yeri kalbtir. Yani kalbi tasdiktir. Eğer bilginin veya haberin derecesi kalbi tasdikten inerse iman gider. Muvakkaten imansız olur. İşte şeytan burada büyük bir cerbeze kurmuştur.

Bîtaraflık değildir, muvakkaten bir dinsizliktir.
Sözler (RNK) - 200

(Dimağdaki mertebelerin devamında ise vicdanın izanı gelir. Sonra iltizam gelir. Burada bilginin/imanın gerektirdiği ameller anlaşılabilir. Amelle yani İslamın gereklilikleriyle iman desteklenir ve kuvvetlenir. En son olarak itikad ile salabetli ve sağlam bir iman tamamlanmış olur.)

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...