Birinci Mebhas
İçerikler
-
Yirmi Altıncı Mektup, Birinci Mebhas ile On Beşinci Söz'ün nasıl bir münasebeti olabilir?
-
" وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ ۖ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ" ayetinin mevzu ile alâkasını açar mısınız?
-
"Hüccet-ül Kur'an Ale’ş-Şeytan ve Hizbihî..." ifadesi ne manaya gelmektedir?
-
"İblisi ilzam, şeytanı ifham, ehl-i tuğyanı ıskat eden,.." cümlesine binaen; "iblis" ve "şeytan" arasındaki fark nedir?
-
İblis için "ilzam" şeytan için "ifham" ve ehl-i tuğyan için de "iskât" tabirlerinin kullanılmasının hikmeti nedir?
-
"Birden şahsını görmedim, fakat manevi bir ses işittim..." Sesin sahibi kim olabilir? Manevi bir sesin işitilme mahiyeti ve hayalen dinlemeyi nasıl anlamalıyız?
-
Tarafsız muhakeme hakikati bulmak için, doğru bir yol olarak bilinmektedir. Burada ise bunun ciddi mahzurları nazara veriliyor. Bu meseleyi nasıl anlamalıyız?
-
Bediüzzamanın, tarafsız bakarak ona (şeytana) aldanması ne manaya geliyor?
-
Ehl-i dalalet, fennî meselelere bakarken ve bazı ilim adamları, mahlukatı tetkik ederken onların yaratıcısını hiç düşünmüyorlar. Bu konuyu nasıl değerlendirmek gerekir?
-
Şeytanın, "Kur'an'a beşer kelamı olarak bakalım" demesi üzerine; Üstad tarafsız muhakeme hakkında, "geçici dinsizlik" tevilini yapıyor. Bu konuda bilgi verir misiniz?
-
Tarafsız bakma muvakkat bir dinsizlik olarak ifade ediliyor. Halbuki tahayyül-ü küfür ve tasavvur-u küfür, küfür olmadığı gibi; hakikati daha iyi anlamaya da vesile olmaz mı?
-
Bitarafane muhakeme hakkında: İmanlı birine şeytan Allah'ın varlığı ile ilgili soru sorduğunda tarafı nasıl olmalıdır? "Ben inanıyorum, taraflıyım." dedikten sonra mı münazara yapmalı?
-
"Öyle ise ne Allah'ın kelamı ne de beşerin kelamı deme. Ortada farzet, bak." Misalle bu tatbikatı nasıl bağdaştıracağız?
-
"Çünkü münazaun-fîh bir mal bulunsa, eğer iki müddei birbirine yakın ise ve kurbiyet-i mekân varsa, o vakit, o mal ikisinden başka birinin elinde veya ikisinin elleri yetişecek bir surette bir yere bırakılacak." ifadesini açıklar mısınız?
-
"Kur’an için sahibü’l-yed, taraf-ı İlahidir." ne demektir? İnkârcılar için de böyle midir? Onlar delil ve isbata bakmadan, Kur'an'ı Allah kelamı olarak görmüyorlardı?
-
"Öyle ise onun elinde kabul edilip, öylece delail-i isbata bakılacak." Bu cümleye misal verebilir misiniz? Yani Kur'an'ın kelamullah olduğu kabul edilerek veya beşer kelamı farz edilerek bakılırsa delil nasıl mahiyetini değiştirir?
-
"Bir kere beşer kelamı farz edilse, yani Arşa bağlanan o muazzam pırlanta yere atılsa, bütün mıhların kuvvetinde ve çok burhanların metanetinde bir tek burhan lazım ki..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Arş'a bağlanan o muazzam pırlanta yere atılsa; bütün mıhların kuvvetinde ve çok bürhanların metanetinde bir tek bürhan lazım ki, onu yerden kaldırıp arş-ı maneviye çaksın." Bu cümleyi açar mısınız?
-
"Şu zamanda, bitarafane muhakeme sureti altında çokları imanını kaybediyorlar." Bu zamanın tahsisinin hikmeti nedir?
-
Şeytanın iddiası olan; "Kur'an beşer kelamına benziyor; onların muhaveresi tarzındadır. Demek beşer kelamıdır." ifadesini Üstad'ımız nasıl cevaplamıştır?
-
"Allah'ın kelamı olsa; ona yakışacak, her cihetçe harikulade bir tarzı olacaktı." cümlesini nasıl anlamalıyız?
-
"Onun sanatı nasıl beşer sanatına benzemiyor, kelamı da benzememeli?" cümlesinde sanat ile kelam arasında bir mukayese yapılıyor. Bunlar farklı şeyler; bunların mukayesesi ne manada yapılıyor?
-
Peygamber Efendimizin hasta olması, soğuktan müteessir olması ve aç kalması gibi beşerî halleri, ... Kur’anın tarzı ve üslubu izah ediliyor. Aradaki münasebeti daha rahat kurabilmemiz için konuyu biraz açıklar mısınız?
-
Efendimizin beşeriyet yönü nazara verilirken, "Bize imam olması bunu iktiza ediyor." deniyor. Ancak Efendimizin göğsü yarılmış, kalbi yıkanıp hikmetle doldurulmuş ve mucize de göstermektedir. Dolayısı ile dini yaşaması daha kolay olmaz mı?
-
Peygamber Efendimiz için kullanılan "Bütün ahvaliyle rahmeten li'l-âlemîn olamazdı." ifadesini açar mısınız?
-
"Kur'an-ı Hakîm ehl-i şuura imamdır, cinn ve inse mürşiddir, ehl-i kemale rehberdir, ehl-i hakikata muallimdir." Hakikat, kemal, şuur ehilleri ile izah eder misiniz?
-
Hz. Musa'nın Tur-u Sina'da işittiği kelam hakkında bir şeyler söylemeniz mümkün mü? Ayrıca Hz. Musa'nın ifade ettiği kelamın izahını yapar mısınız?
-
"Ben bütün lisanların kuvvetine malikim." Burada anlatılmak istenen nedir?
-
Kur’an'ın mesâili gibi çok zatlar o çeşit meseleleri din namına söylüyorlar. Onun için bir beşer, din namına böyle bir şey yapmak mümkün değil mi?
-
"Cevaben Kur'an'ın nuruyla dedim ki: ... فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَبَ عَلَى اللَّهِ düsturundan titrer." Bu paragrafta geçen, ayet-i kerimenin tefsirini yapar mısınız?
-
Saniyen kısmında; Kur’an, Kitab-ı Mübin olarak tanımlanıyor. Kader mevzuunda geçen "kitab-ı mübin" ile bunun arasında bir münasebet var mıdır?
-
Şeytanın, uzaktan baktırarak aldatması, onun bir âdeti olarak nazara veriliyor? Bu ne manaya gelmektedir? Birkaç misalle izah edebilir misiniz?
-
"Âli meziyetleriyle yaldızlı bir Furkan'ın gizli hakikatı" ifadesinde geçen "gizli hakikat"ten kasıt nedir?
-
Elmas yere düşmekle kıymetten düşmediğine göre, Kur’an gibi muciznüma bir hakikat, beşer kelamı farz edilince neyi eksilir ve söner?
-
"Rabian: Hem Kur'anı kelam-ı beşer farz etmek lazım gelir ki..." Bu paragrafta Kur'an'ın; Ümmet-i Muhammed ordusunun mukaddes kumandanı olarak tarif edilmesinin hikmeti nedir?
-
Şeytan için, ne kadar şeytanette ileri gitse, hatta katmerleşse dahi bu davada muvaffak olamayacağı ısrarla nazara veriliyor. Şeytan konusunda bu kadar tahşidat yapılmasının hikmeti nedir?
-
Şeytanın âdeti olan "uzaktan baktırarak aldatması", diğer iman hakikatleri için de geçerli midir?
-
Sathi baktırmak ve tebeî nazar arasındaki fark nedir?
-
"Hem tebeî ve sathi bir nazarla bakılsa, gayet muhal bir şey mümkün görünebilir." Tebeî ve sathi düşünmek ve uzaktan bakmak, muhali nasıl hakikat gösterir?
-
"Salisen"de, "adem-i kabul" ve "kabul-ü adem" konusunu şeytanın insanı aldatması yönüyle kısaca açıklar mısınız? Ayrıca, şeytanın, önce aklı insanın elinden alıp, sonra inkârı yutturmasını nasıl anlamalıyız? Akıl gidince teklif de zayi olmuyor mu?
-
Kur’anı beşer kelamı farz ederek bakmak ve kabullenmenin, sofestai ve şeytanları utandıracak ve titretecek şeni’ bir küfür ve hezeyan olmasını nasıl anlayabiliriz?
-
"Kulaklı ami tabakası i'caz-ı Kur'an fehminde demiş: Kur'an, bütün dinlediğim ve dünyada mevcut kitaplara kıyas edilse, hiçbirisine benzemiyor ve onların derecesinde değildir." İzah eder misiniz?
-
"Sebr ve taksim metodu" hakkında malumat verebilir misiniz? Sebir ve taksim metodu ile münazara metodu arasında fark var mı?
-
İblisin güvendiği "Avrupa feylesofları" ve "Asya münafıkları" kimlerdir? Bu tabirler ne manaya gelmektedir?
-
Kur’an'ın “akılları talim, kalpleri terbiye, ruhları teshir, vicdanları tathir,.." etmesinin nazara verilmesindeki maksadı biraz izah eder misiniz?
-
"Kur’ân’ın en mühim fesahatini, siz onun selasetinde ve vuzuhunda buluyorsunuz. Halbuki şu ayette nereden nereye atlıyor!" cümlelerinin geçtiği, şeytanın itiraz kısmını açıklar mısınız?
-
"Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssasından mühim esasları zikreder, mütebâkisini akla havale eder... Bu çeşit mucizâne îcazlar Kur’ân’da pek çoktur. Hem pek güzeldir." Burayı açıklar mısınız?
-
"Sûre-i Yusuf’ta فَاَرْسِلوُنِ kelimesinden يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدِّيقُ ortasında yedi sekiz cümle, îcaz ile tayyedilmiş; hiç fehmi ihlal etmiyor, selasetine zarar vermiyor. " cümlesindeki tayyedilen yedi sekiz cümle nelerdir?
-
"Kâfirin pek müthiş ve çok uzun ve bir günü elli bin sene olan istikbaline..." Buradaki "bir günü elli bin sene" ifadesini nasıl anlayabiliriz?
-
"Şimşek gibi fikri, onlar üstünde gezdiriyor. O pek çok uzun zamanı, hazır bir sahife gibi nazara gösterir. Zikredilmeyen hadisatı hayale havale edip, âli bir selasetle beyan eder." İzah eder misiniz?