"Tevhid-i Azam" ve "Tevhid-i Rububiyet" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Tevhid: Birleme, Allah'tan başka İlâh olmadığına inanma. "Lâ ilahe illallah" sözünü tekrarlama. Her yerde ve her şeyde Allah'tan başkasının te'sir ve hâkimiyeti olmadığını anlamak, bilmek ve bilerek yaşamak demektir.
"Tevhid-i azam" ifadesi, tevhidin her insanın kalp ve ruh dünyasında farklı bir makam ve mülahaza ile idrak edildiğine işaret ediyor. Evet, avam bir müminin tevhid anlamasıı ile Habib-i Kibriya Efendimiz (asm)'in tevhid mülahazası arasında sayısız makam ve mertebe bulunuyor. Birisi tevhid-i asgari iken diğeri tevhid-i azamidir.
Rububiyet, Cenab-ı Hakk'ın her zaman her yerde her mahlûka, muhtaç olduğu şeyleri vermesi, terbiye ve tedbir etmesidir.
Terbiye ve tedbirin en mühim unsurları ise şefkat, hikmet ve adalettir. Terbiye ve idare bu üç ismin üstünde duran veya bu üç temel üstünde yükselen bir icraat ve fiildir.
Her mahlûktaki mükemmel terbiye rububiyet ve tevhidi açık şekilde ilan ediyor. Rububiyet kainatın her noktasına ve her köşesine nüfuz edip oraları tevhit namına zapt ettiği için aynı tevhit oluyor. Bu geniş manaya da tevhid-i Rububiyet deniyor.
Allah’ın mukaddes zatının ve sonsuz sıfatlarının mahiyet ve hakikati bilinemeyeceği için Fatiha Suresi’nde bütün medih ve senanın ancak kendisine has olduğu beyan edildikten sonra, O’nun; “Rabbü’l-âlemîn” yani bütün âlemleri terbiye ettiği ders veriliyor. Bu ise, Rububiyette, yani mahlûkatı terbiye edip kemale erdirmekte Allah’ın şeriki olmadığını ifade ediyor. Gerek dünyada gerek ahiretteki bütün rahmet tecellilerinin, ancak bütün bu âlemleri ve içindeki her şeyi terbiye eden Rahmân ve Rahîm’e has olduğunu ifade eden bu iki isim de, yine tevhide işaret ediyorlardı.
Bu dünya sergisinde Cenâb-ı Hak, yıldızlardan çiçeklere, balıklardan böceklere kadar, irili ufaklı birçok eserini sergilemiş, onları en mükemmel manada terbiye etmiştir. Allah insanı daa bu sergideki harika, bedi ve garib eserleri okuyacak, her birindeki sanat inceliklerine hayret ve tefekkür edecek şekilde terbiye etmiştir.
Yaratılmışlara yahut insanların elleriyle yapılan putlara değil, ancak bütün âlemleri terbiye eden Allah’a ibadet edileceğini ve yalnız ’a n yardım dileneceğini ifade eden İyya ke na’büdü ve iyya ke nestein ayetleri de tevhid-i mabudiyeti ders veriyor.
Kur’an-ı Kerim’de, ilk sûrede Allah’ın bütün lemleri terbiye ettiği ilan edilirken, son sûrede de Allah’ın Rabbü’n-nas olduğu, yani insanları ancak O’nun terbiye ettiği nazar veriliyor.
Semayı yıldızlarla süslemek, o büyük cirimleri gayet muntazam olarak çalıştırmak, semayı direksiz durdurmak Tevhid-i Rububiyetin haşmetli bir tecellisidir.
Suyu, toprağı ve diğer unsurları bir araya getirerek onlardan bir meyve ağacı yapmak ve onu meyve verecek şekilde planlamak, şifrelemek, terbiye etmek, Tevhid-i Rububiyettir.
Bütün nimetler yenilecek şekilde, ağzımızın, dilimizin, midemizin de onlardan faydalanacak tarzda terbiye edilmesi, Tevhid-i Rububiyettir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü