"Üstad, bu yüksek iktisatçılık kudretini sırf yemek, içmek, giymek gibi basit şeylerle değil; bilâkis fikir, zihin, istidat, kabiliyet, vakit, zaman, nefis..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Üstad, bu yüksek iktisatçılık kudretini sırf yemek, içmek, giymek gibi basit şeylerle değil; bilâkis fikir, zihin, istidat, kabiliyet, vakit, zaman, nefis ve nefes gibi mânevî ve mücerred kıymetlerin israf ve heder edilmemesiyle ölçen bir dâhidir. Ve bütün ömrü boyunca bir karakter halinde takip ettiği bu titiz muhasebe ve murakebe usulünü, bütün talebelerine de telkin etmiştir."
Nefesini boş işlerde harcamak israf olurken, hayırlı işlerde harcamak ibadet ve iktisat olur.
Nefsini heva ve haramda kullanmak israf iken, Hüda ve helal dairede kullanmak iktisat olmaktadır.
Fikir, zihin, istidat, kabiliyet gibi şeyleri de bunlara kıyasa edebiliriz. Yani fikir ve zihnimizi hayırda kullanırsak iktisat dairesinde hareket etmiş oluruz. Eğer şerde kullanırsak, o zaman israf etmiş ve haram dairede kullanmış oluruz. İstidat ve kabiliyet de hakeza öyledir.
Belli olmuş zaman dilimine vakit; bizce belli olan veya olmayan, ama Allah tarafından hepsi malum olan vakitler toplamına ise zaman denir. Yani zaman umumi, vakit ise hususi bir tabirdir.
Zaman hayatımızın tamamını vakit ise hayatımızın bir bölümünü ve kesitini ifade ediyor. İkisinin de bilançosu farklıdır. Vakitler hayırda sarf edilirse, zaman da hayırda geçirilmiş olur. Ama vakitler hayır ve şer açısından karışık ise, zamanın hesabı da karışık olur ve bunun bilançosu mahşere kalır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar