Üstad sarık taktığı halde neden sakal bırakmamış, ikisi de şeairden değil midir?
Değerli Kardeşimiz;
Öncelikle ifade edelim ki, sakal bırakmak dinimizde sünnet seviyesinde bir ibadettir; farz ve vacip bir ibadet değildir; terkinde günah ve azap yoktur. Ama sünnet niyeti ile bıraktıktan sonra kesmek haramdır.
Üstad Hazretleri hayatının hiçbir döneminde baştan itibaren sakal bırakmadığı için her hangi bir günah ve haramlılık durumu yoktur. Sadece sakal sünnetinin sevabından mahrum kalmıştır.
Üstad Hazretlerinin sakal bırakmamak noktasında mazereti çoktur. Üstad Hazretlerinin hayatı hep zorluklar, sürgünler ve hapislerde geçtiği için, sakalı bıraktıktan sonra kesilme tehlikesine tedbir olmak için baştan bırakmamıştır. Yani bir nevi harama düşmemek niyeti ile sakalı bırakmıyor.
"Yirmi sene hapsi münferid hükmünde işkenceli bir hayat geçirdik; inşallah o sünnetin (sakal) terkine bir keffaret olur."(1)
Üstad Hazretlerinin bu ifadeleri, sakalı hangi sebeplerden dolayı bırakmadığına işaret ediyor.
Sarığın takılıp çıkarılmasında bir günah yoktur, bu sebeple Üstad Hazretleri sarığı sürekli takmış ve bu şiarı terk edilen bir muhitte temsil etmiştir. Sakal ile sarık arasında böyle bir fark vardır. Bu yüzden kıyası kabil değildir.
(1) bk. Emirdağ Lahikası-I, (24. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Evet burada zorla kesilen sakalın Allahualem(Allah daha iyi bilir) bir vebali olmaz. Fakat bir tehlikeden önceden haberdar olsan veya farketsen ve sonra bir anda bu tehlike başına gelse herhalde her vicdan sahibi sen ihmalkarlık yaptın der. Allahualem Rabbimiz de o kişiyi bir vebal altında kabul eder. Said Nursi(r.a) ise burada bir tehlike ile karşılaşacağını önceden seziyor veya farkediyor. Tehlikeye girmemek için de önlem olarak sakalını kesiyor. Sürekli olarak sakal bırakmamaya özen gösteriyor.