"Varsınlar, şu kitabın hakaikini hayal tevehhüm etsinler. Zira ben biliyorum ki, şu kitabın mesâili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir." İzahı nasıldır? Üstad'ın meydanda olmayan bir kitaptan bahsetmesi, Hz. Ömer'in sekir haline örnek olabilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
"Şu zamanın memesinden bizimle süt emen ve gözleri arkada maziye bakan ve tasavvuratları kendileri gibi hakikatsiz ve ayrılmış olan bu çocuklar, varsınlar, şu kitabın (HAŞİYE 2) hakaikini hayal tevehhüm etsinler. Zira ben biliyorum ki, şu kitabın mesâili hakikat olarak sizde tahakkuk edecektir."
"Ey muhataplarım! Ben çok bağırıyorum. Zira asr-ı sâlis-i aşrın (yani on üçüncü asrın) minaresinin başında durmuşum; sureten medenî ve dinde lâkayt ve fikren mazinin en derin derelerinde olanları camie dâvet ediyorum."
"İşte ey iki hayatın ruhu hükmünde olan İslâmiyeti bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız..."(1)
Evvela, Hazreti Ömer (ra) Sariye hadisesi bir sekir hali değil bir keramettir. Sekir hali tasavvuf mesleğine has olup velayet-i kübra makamında olan sahabelerde görülmez.
İkincisi, Üstad Hazretlerinin istikbale ait muştuları bir keramet bir hissi kablelvukudur, yoksa yukarıda ifade ettiğimiz gibi sekir hali değildir. Risale-i Nur mesleği ve Üstad Hazretlerinin velayet makamı velayet-i kübra olduğundan, Risale-i Nur mesleğinde sekir hali görülmez.
Üçüncüsü, kitap diye bahsettiği şey haşiyede şu şekil de izah ediliyor:
"HAŞİYE 2: İstikbalde telif edilecek Risale-i Nur Külliyatını hiss-i kablelvuku ile haber veriyor."
Dördüncüsü, muhataplarına istikbale ait müjdeleri haber vermesi, gayet makul ve ümidin yeşermesine matuf bir şeydir. Zaten zaman Üstad'ın bir hayalperest değil, doğruları ve hikmetli tecellileri haber veren bir muhakkik olduğunu ispat etti. Zamanın hükmünü ibraz etmesi ile de, tüm karmaşa ve kargaşalar da biter, kimse de itiraz edemez.
(1) bk. Münazarat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü