Vasıtalı ilham ile vasıtasız ilham nedir, aralarındaki farkı izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Sonra ilhamlar cihetine baktı, gördü ki:"
"Sâdık ilhamlar, gerçi bir cihette vahye benzerler ve bir nevi mükâleme-i Rabbâniyedir; fakat iki fark vardır."
"Birincisi: İlhamdan çok yüksek olan vahyin ekseri melâike vasıtasıyla; ve ilhamın ekseri vasıtasız olmasıdır. Mesela, nasıl ki, bir padişahın iki suretle konuşması ve emirleri var."
"Birisi: Haşmet-i saltanat ve hakimiyet-i umumiye haysiyetiyle bir yaverini, bir valiye gönderir. O hakimiyetin ihtişamını ve emrin ehemmiyetini göstermek için, bazan, vasıta ile beraber bir içtima yapar, sonra ferman tebliğ edilir."
"İkincisi: Sultanlık ünvanıyla ve padişahlık umumî ismiyle değil, belki kendi şahsıyla hususî bir münasebeti ve cüz'î bir muamelesi bulunan has bir hizmetçisiyle veya bir âmi raiyetiyle ve hususî telefonuyla hususî konuşmasıdır."
"Öyle de Padişah-ı Ezelînin, umum âlemlerin Rabbi ismiyle ve kâinat Hâlıkı ünvanıyla, vahiyle ve vahyin hizmetini gören şümullü ilhamlarıyla mükâlemesi olduğu gibi; herbir ferdin, herbir zîhayatın Rabbi ve Hâlıkı olmak haysiyetiyle, hususi bir surette, fakat perdeler arkasında onların kabiliyetine göre bir tarz-ı mükâlemesi var."
"İkinci fark: Vahiy gölgesizdir, sâfidir, havassa hastır. İlham ise gölgelidir, renkler karışır, umumîdir. Melâike ilhamları ve insan ilhamları ve hayvanat ilhamları gibi, çeşit çeşit, hem pek çok envâlarıyla, denizlerin katreleri kadar kelimat-ı Rabbâniyenin teksirine medar bir zemin teşkil ediyor."(1)
Üstad Hazretleri yukarıda vasıtalı ilham ile vasıtasız ilham arasındaki farkı gayet güzel ve ikna edici bir temsil ile akla yaklaştırıyor. Burada vasıtalı ilham peygamberlere gelen vahiydir, vasıtasız ilham ise Allah’ın sair mahlûkatı ile derecelerine göre yaptığı hususî konuşması şeklinde tarif ediliyor.
Her vahiy ilhamdır; ama her ilham vahiy değildir. Zira vahiy sadece peygamberlere gelir; ilham ise cansız varlıklardan tutun ta hayvanlara, insanlara, melekelere kadar çok muhtelif mertebe ve dereceleri vardır. Risale-i Nurlar da vasıtasız ilham ile yazılan bir tefsirdir.
Vasıtanın en bariz alameti Cebrail (as)'dır. Cebrail (as) sadece peygamberlere vahiy getirir. Evliyaya ve havas tabakasından olan âlimlere de Cenab-ı Hak ilham ile bazı sırları ve ulvî hakikatleri bildirir.
- İlham, mutasavvıflarca ve bazı kişilerce bir delil sayılabilir. Ancak o, ekseriyeti bağlayan bir hüccet ve delil değildir.
- Vahyin kaynağı ilâhî olmakla birlikte, ilhamın kaynağı her zaman ilâhî olmayabilir. Onun için, vahiy kat’idir, ilham zannîdir. Çünkü vahiy melek vasıtasıyla gelir. Melekte hata ihtimali yoktur. Fakat kalbin akıl ve nefisle alâkası olduğundan, bunlardan etkilenir. Bundan dolayı, o meyanda yanılmalar olabilir.
- Vahiyde mündemiç olan risalet, bütün beşeriyete aittir. Hâlbuki ilham, yalnızca buna mazhar olan şahsa mahsustur. Vahiy, bütün âlemi aydınlatan güneş gibidir. İlham ise, sadece ilhama mazhar kişiyi aydınlatan bir lamba gibidir.
- Vahye mazhar olan peygamber, aldığı vahyi insanlara tebliğle mükelleftir. Hâlbuki bir veli, kalbine gelen ilhamı tebliğe memur değildir. Hatta gizlemesi daha efdaldir.
- Vahiy gölgesizdir, safidir, peygamberlere hasdır. İlham ise, gölgelidir, renkler karışır. Kişinin mizacına göre farklı görünebilir. İlhama karışan bu gölgeler, renkler ve mizaca göre farklı yansımalar, hakikati farklı göstereceği için, hata olabilir. Renkli bir gözlükle, renksiz bir eşyaya bakınca, renkli görünmesi gibi...
- Bazı ilhamlar, rüya gibidir. Bazı velilerin ilhamlarına tabir gerekebilir. Te’vil etmeden olduğu gibi nakletmek, yanlış anlaşılmalara sebep olabilir.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü