"Ve az bir kısmı, kabiliyetsizlere ve yanlış mübaşeret edenlere veya ceza ve terbiyeye müstehak olanlara veya çok hayırları sünbül vermeye vesile olanlara rastgelir." Buradaki "kabiliyetsizler"den ne anlamalıyız, açar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Normal bir durumda ya da ehil olanların elinde, kesici olan bıçak çok faydalı ve yararlı bir alettir. Ama aynı bıçak kabiliyet ve becerisi gelişmemiş bir çocuğun eline verilirse yarar ve fayda değil zarar ve şer hâline dönüşür.

Nükleer enerji hayırlı ve kabiliyetli insanların elinde insanlara çok faydalı bir enerji kaynağı iken, aynı nimet ya da unsur, şerli ve teröristlerin elinde ise, insanlığı tehdit eden bir şer kaynağına dönüşebilir. Ya da nükleer enerjiyi idare etmekten aciz bir ülkenin eline verirsen, bu nimet iken nikmete (azaba) dönüşebilir.

Buradaki kabiliyetsizlik ifadesini becerisizlik, iş bilmezlik, liyakatsızlık olarak da anlayabiliriz.

Aslında unsurlar yaratılış bakımından hayırdır, ama bu hayır beceriksiz, iş bilmez ve liyakatsiz insanlar yüzünden şerre dönüşebilir. Yer yüzünde büyük şerlerin açığa çıkmasında becerisizlik, iş bilmezlik, liyakatsizliğin büyük bir payı vardır.

Mutlak yararı mutlak zarara çevirmek ancak kabiliyetsizlik yani becerisizlik, iş bilmezlik, liyakatsizlik ile olabilir.

"Her bir unsurun, her bir nev'in, her bir mevcudun, küllî ve cüz'î müteaddit vazifeleri ve o her bir vazifenin çok neticeleri ve meyveleri var. Ve ekseriyet-i mutlakası, maslahat ve güzel ve hayır ve rahmettirler. Ve az bir kısmı, kabiliyetsizlere ve yanlış mübaşeret edenlere veya ceza ve terbiyeye müstehak olanlara veya çok hayırları sümbül vermeye vesile olanlara rastgelir; zâhirî, cüz'î bir şer, bir çirkinlik olur, bir merhametsizlik görünür. Eğer o cüz'î şer gelmemek için rahmet tarafından o unsur ve küllî mevcut o vazifesinden menedilse, o vakit bütün hayırlı, güzel sair neticeleri vücut bulmaz."

"Bir hayrın ademi, şer ve bir güzelliğin bozulması, çirkinlik olması itibarıyla, o neticeler adedince şerler, çirkinlikler, merhametsizlikler husul bulur. Demek bir tek şer gelmemek için yüzer şerler, merhametsizlikler irtikâp edilir ki, bütün bütün hikmete, maslahata, rububiyetteki rahmete muhalif düşer. Meselâ, kar, soğuk, ateş, yağmur gibi nevilerin yüzer hikmetleri, maslahatları içinde bazı dikkatsiz ve ihtiyatsızlar, su-i ihtiyarlarıyla kendileri hakkında şer yapsa, meselâ elini ateşe soksa, 'Ateşin hilkatinde rahmet yoktur.' dese, ateşin had ve hesaba gelmeyen hayırlı, maslahatlı, merhametli faydaları onu tekzip edip ağzına vurur."(1)

Hiç yüzme kabiliyeti ve bilgisi olmayan birisi denize girse ve boğulsa, denizi kendisine düşman etse, denizin sayısız fayda ve güzelliklerini yok edemez.

Demircilikte kabiliyeti olmayan birisi, demircilik işine girip demir işinde ciddi bir kaza geçirse, demir gibi külli hayır olan bir nimeti şer yapmış olamaz...

Birisi yanlışlıkla tarım ilacını içip ölse, ölen kişilerin yakınları bütün tarım ilaçlarını ülkeden kaldırılması için mahkemeye müracaat etse, hakim onlara "Sizin bir yanlışlığınız ve tedbirsizliğiniz yüzünden tarım ilaçlarını kaldıramam." diye hüküm verecektir.

Polis yanlışlıkla suçluyu vurayım derken bir masumu vursa ve masumun yakınları polislik kurumunun kapatılması için hakime müracaat etse, yine olumsuz bir cevap alacaktır. Bir yanlış yüzünden koca bir kurum kapatılmaz. Örnekleri çoğaltmak mümkün.

(1) bk. Şualar, On Beşinci Şua.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Adem68474

Kabiliyetsizler ile yanlış mübaşeret edenler arasında fark varmıdır 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Kabiliyetsizlik doğuştan gelen bir durum iken yanlış temas iradi bir hatadır. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...