"Su-i istimâlâttan ve kesb denilen mübaşeret-i hususiyeden gelen şerler, çirkinlikler, kesb-i insana aittir; icad-ı İlahiye ait değildir." Misalle izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Sel ve heyelan tehlikesinin bulunduğu dere yataklarına ev yapmak, büyük facialara davetiye çıkarmaktır. Depreme dayanıklı evler yapmamak suistimaldir, insanın hatasıdır.
Ateşin, yemek pişirmek ve ısınmak gibi birçok menfaati varken, iradeyle orman yakmak mübaşeret-i hususiyedir.
Yağmur, ateş ve nefsin yaratılması tamamen hayra hizmet etmek içindir. Ama insan bu nimetleri kötüye kullanarak kendine şer yapmış olur. Bu durum da kötülük ve çirkinliklerin çıkmasına sebep olan insanın iradesini kötüye kullanmasıdır. Buna "hususi teşebbüs" manasında, "mübaşeret-i hususiye" diyoruz. Yoksa kâinatta küllî hayırlar murad edilmiştir. Çünkü ilahi isimlerin hepsi hüsnadır, güzeldir, bunlardan şer ve çirkinlik olmaz.
Günahlar ve seyyiat insanın nefsindendir; hasenat ve kemalat ise Allah’tandır. Bütün kâinat maddi ve manevi sistemler, kanunlar faaliyeti itibariyle hayır merkezli ve kemalat hedefli olarak yaratılmıştır. İnsan da mahiyeti itibariyle bu gayeye muvafık bir tarzda halkedilmiştir. Fakat insan imtihana tabi tutulduğu için hayır ve şer neyi tercih ederse Cenab-ı Hak onu takdir eder ve yaratır. Bu da imtihanın ve teklif sırrının icabındandır. İnsan, fıtratın zıddına hareket edip şerleri irtikâp ederse, Cenab-ı Hakk'ın o şerleri yaratmasındaki mesuliyet insanındır.
Günahlar ve seyyiat şer ve tahrib nevinden olduğundan, insan bir günahla çok tahribat yapabilir. Seyyiatın tahrip olması, kâinatın yaratılış gayesi olan hayır ve vücudun zıddını irtikâp etmesindendir.
Tahrip tamire göre kolay, süratli ve şumullü olduğundan, insan az bir günahla veya hata ile büyük felaketler ve tahribatlar meydana getirebilir. Mesela, bir kibritle bir ormanı yakabilir. Fakat o ormanın tekrar vücut bulması için uzun seneler lazımdır.
Fakat hasenatta insanın eli çok kısadır. Çünkü hasenat vücut nevinden olduğu için, iyilikleri ve hasenatı emreden Allah’tır. Burada, sadece insan niyetle ve iradesini hayırda kullanmakla bu kemalata ve hayra sahip olur. Mesela, namaz kılmanın insana bakan yönü sadece ve sadece niyettir veya iradesini o sahaya tevcih etmektir. İrade beyanından sonra, bütün yapılan muamelat, efal ve şuunat tamamen Allah’ın takdir, halk ve iradesi iledir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü