"Küllî ve cüz’î müteaddit vazifeleri ve o her bir vazifenin çok neticeleri ve meyveleri var. Ve ekseriyet-i mutlakası, maslahat ve güzel ve hayır ve rahmettirler..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Bir senede ateşten zarar görenlerin sayısı yüz kişi ise, ondan istifade edenlerin sayısı milyarlarca insandır. Hatta ateş olmadan insanların yaşaması da mümkün değil. Şimdi yüz kişi ateşten zarar gördü diye, ateşin yaratılmasına şer dersek veya olmamasını arzu etsek, o zaman milyarlarca insanın hayatına da son vermiş oluruz.
Kaldı ki insanların ekserisi de kendi tedbirsizliği yüzünden ateşi kendine düşman ediyor. Kimisi ocağı açık bırakıp evini yakıyor, kimisi sigara içip izmariti ormanlığa atıyor, kimisi mangal yakıp ateşini söndürmeyip ormanı heba ediyor vs... Tedbirli olsa ateş ona zarar vermeyecek.
Yüz kişinin ateşten zarar görmesi cüz’î bir şerdir; ateşi ortadan kaldırıp bütün insanlığı tehlikeye atmak ise küllî bir şerdir. Akıllı odur ki, cüz’î şerri kabul edip, küllî şerre sebebiyet vermemektir.
Ateşin faydalarından biri yemeklerimizi pişirmesidir. Onun en büyük ve en mühim vazifesi ise; cehennemde kâfirleri, müşrikleri ve din düşmanlarını yakması olacaktır. Şeytan ateşten yaratıldı, kendini üstün görüp kibirlendi, Âdem’e secde etmediği için İlâhî rahmetten kovuldu ve arzusu üzerine kendisine kıyamete kadar insanlara musallat olma, onları yoldan saptırma izni verildi. Ona dokunan ve ona uyan yanar, dokunmayan, uymayan ve onunla mücadele eden ise manen terakki eder, Rabbinin rızasına nail olur.
Allah kâinatta cüz’î şerlere ya da şer gibi görünen durumlara bu yüzden müsaade ediyor. Şayet bu cüz’i şerlere müsaade etmeme adına, mesela, ateşi ve yağmuru ortadan kaldırsa, o zaman ateş ve yağmura takılan sayısız fayda ve güzellikleri yok olacak ki, bu da küllî bir şer olur.
Küçük bir zarar gelmesin diye büyük bir faydayı netice verecek bir işi terk etmek, büyük bir zarardır: “Hayr-ı kesir (büyük hayır) için, şerr-i kalil (küçük şer) kabul edilir” mühim bir kaidedir. Şerlerin yaratılması şer değildir, şerri işlemek şerdir. Ateşe dokunan yanar, dokunmayan aynı ateşte yemeğini pişirir. Elini yakan kişi, ateşin yaratılışı şerdir, diyemez.
Vatanımızın bekası ve milletimizin selameti için nice kahraman vatan evlatlarımız şehid düşüyor, içimiz yanıyor. Eğer asker ve polis şehid düşmesin diye cihad terk edilirse, yarın daha büyük felaketler yaşanır, devletin bekası tehlikeye düşer ve telafisi mümkün olmayan daha büyük şerlere kapı açılır.
Şeytanlar, meleklere ve hayvanlara musallat olmadığı için onların makamları sabittir. Eğer insanın nefsine kötülüğü emretme vasfı verilmemiş olsaydı ve ona şeytan musallat edilmeseydi, insanların manen terakki etmeleri söz konusu olmaz, dereceleri de meleklerdeki gibi sabit kalırdı.
Bu müsabaka meydanında firavunlardan enbiyaya kadar uzun bir terakki mesafesi vardır. Nefis ve şeytanla mücadele cennet gibi ebedî bir saadeti netice verir. Eğer şeytan ile mücahede olmasaydı elmas ve kömür hükmündeki kabiliyetler aynı mertebede kalırlardı. Kabiliyetler bu mücahede sayesinde inkişaf etmektedir. Demek şeytanın yaratılmasında büyük hikmetler gizlidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü