"Ve kâinata dağınık bütün muhabbetlerin, onun esma ve sıfatına karşı verilmiş bir muhabbettir. Sen suistimal etmişsin. Cezasını da çekiyorsun..." Muhabbetin kâinata dağıtılması ve bu gayrimeşru muhabbetin musibeti netice vermesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Muhabbetin “kâinata dağınık” olması insanın alakadar olduğu bütün eşyayı sevmesini ifade eder. Nimeti severken, Mün’im’i hatırlayan, mülkü severken Mâlik-i Hakikî’yi düşünen; kısacası, mahlukatı severken onların Halik’ini hatırlayan insan, bu dağınık muhabbetlerini Allah’ın esma ve sıfatına teveccüh ettirmiş olur.
Sevenin de sevilenin de fani olması ve bu imtihan dünyasının insanın bütün zevklerini tatmine kâfi gelmemesi gösteriyor ki, insan bu dünyaya mahlukatı sevmek, zevk ve lezzet almak için gelmemiştir. Kendisine verilen “nihayetsiz muhabbet kabiliyeti” ile bütün sıfatları sonsuz kemalde bulunan Allah’ı sevecek, mahlukata da yine onun isim ve sıfatlarının tecellileri olarak muhabbet edecek, iman, salih amel, takva ve güzel ahlak sahalarında mertebeler katederek ebedî saadet diyarı olan cennete göç edecektir.
Muhabbetin yerinde kullanılması ancak böyle gerçekleşir. Bu ise dünya ve ahiret saadetine vesile olur. Aksi hâlde dünyada istenilen saadete erişilemediği gibi ahirette de azaba müstahak olunur.
İnsanın, fıtratına konulan muhabbet, korku, inat gibi hisleri söküp atması mümkün değildir. Esas olan o duyguları yerinde kullanmaktır. Mesela, inat insanda fıtri bir duygudur. Bu hissin fıtrattan sökülüp atılması kabil değildir. İnat hissini, ebedî hayatımızı kazandıracak şeylerde kullanırsak onu faydalı hale getirmiş oluruz. İnadın faydalı şekli, Üstadımızın ifadesiyle “hakta kuvvetli sebat” etmektir.
Muhabbet hissi de bunun gibidir. Eğer muhabbet hissi Cenab-ı Hakk’a değil de mahlukata ve fani şeylere sarf olunursa elim bir bela olur. Allah, kalbimize koyduğu nihayetsiz muhabbet kabiliyetini kendini sevmemiz için ihsan etmiştir.
Muhabbetin yerinde kullanılması ancak böyle gerçekleşir. Bu ise dünya ve ahiret saadetine vesile olur. Aksi hâlde, dünyada istenilen saadete erişilemediği gibi, ahirette de azaba müstahak olunur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü