"Malûmdur ki, zararsız yol, zararlı yola -velev on ihtimalden bir ihtimal ile olsa- tercih edilir." cümlesini değerlendirir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Önümüzde her tepside içi su dolu on tane bardağın bulunduğu iki tepsi farz edelim. Bu tepsilerden sol taraftaki tepsideki bardakların birinde zehir olsun. Bu tepsideki bardaklardan birinden su içersek, zehirlenme ihtimalimiz onda birdir.
Sağdaki tepsideki hiçbir bardakta zehir olmadığı için, zehirlenme ihtimali yoktur. Demek zararsız yol, zararlı yola velev on ihtimalden bir ihtimal ile de olsa tercih edilir.
Hâlbuki günah ve sefahat yolundaki zarar ihtimali onda bir değil, onda dokuzdur. Böyle onda dokuzluk zarar ihtimali olan bir yolu tercih eden, o yolda nasıl lezzet alabilir?
"Malûmdur ki, zararsız yol, zararlı yola -velev on ihtimalden bir ihtimal ile olsa- tercih edilir. Halbuki, meselemiz olan ubudiyet yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimalle bir saadet-i ebediye hazinesi vardır. Fısk ve sefahet yolu ise -hattâ fâsıkın itirafıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, ondan dokuz ihtimalle şekavet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ ve tevatür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisasın ve müşahedenin şehadetiyle sabittir ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbaratıyla muhakkaktır." (1)
İnsan dünya hayatında en küçük bir zarardan korunmak için çok dikkat ettiği ve tavsiyelere kulak vererek yanlış yoldan döndüğü hâlde, günah ve haramların yolunda yüzde yüz ihtimalle ebedi bir zarara uğrayacağını haber veren binlerce doğru ve sadık insanların ikazlarını ciddiye almaması, en büyük bir akılsızlık değil midir?
(1) bk. Sözler, Üçüncü Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Fısk ve sefahet yolu ise -hattâ fâsıkın itirafıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, ondan dokuz ihtimalle şekavet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ ve tevatür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisasın ve müşahedenin şehadetiyle sabittir ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbaratıyla muhakkaktır." Cümlesini açar mısınız?
Günah, isyan ve sefahette geçen bir hayatın onda dokuz ihtimalle ebedi bir azaba ve helakete gideceği ortak akıl ve ortak sezgi ile sabittir. Yani milyonlarca peygamberler, alimler ve evliyalar günah, isyan ve sefahette geçen bir hayatın onda dokuz ihtimalle cehennemle sonuçlanacağı konusunda fikir birliği içindeler.
Günah, isyan ve sefahetin dünya hayatında dahi bir fayda ve menfaati bulunmuyor. Mesela kumar masasında cüzi bir lezzet alıyor arkasından bütün malını ve servetini kaybedince o cüzi lezzet dünyevi bir azaba dönüşüyor. Demek günah işlemenin bu dünya hayatında dahi bir menfaati bulunmuyor.
Neden geriye bir ihtimal bırakıyor?
Farzları yerine getirmek, yolu yüzde yüz necat verir, ama farzları yapan kişi yüzde yüz necat bulur denilemez. Zira bir insan, hayatını farzlara uyarak geçirmiş olsa bile, yüzde yüz kurtuldum diyemez. Çünkü, insanın son durumunun nasıl olacağını Allah bilir.
Özetleyecek olursak: İslam yolu yüzde yüz kurtuluş yoludur, ama o yolda yürüyen Müslüman için böyle bir kesinlik söz konusu değildir. Öyle de, küfür yolu, yüzde yüz helak yokudur, ama o yolda yürüyen kafir veya fasık için durum öyle değildir, Bir ihtimal kurtulabilir, diyebiliriz.