"Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor." Zalimin izzetini, mazlumun zilletini nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Buradaki zâlimin izzetinden kastedilen mâna; zâlimin bu dünyada ceza görmeden, küfür ve isyanlarına rağmen burnu sürtülmeden ölüp gitmesidir.

Mazlumun zilleti ise; bu dünyada gördüğü eza ve cefanın bedelini ve hakkını alamadan âhirete gitmesidir.

Şayet ahiret olmaz ve büyük mahkeme kurulmazsa, zâlimin yaptığı yanına kâr kalacak, mazlum da hakkını alamadan zulme maruz kalmış olacaktır. Bu iki çirkin hâl Allah’ın nihayetsiz adâlet, hikmet ve rahmetine yakışmayacağına göre, mutlaka bir hesap günü olması gerekir ki; bu hesap günü de âhiret hayatıdır.

Burada izzet ve zillet kelimeleri, hâkimiyet ve mahkûmiyet manasında kullanılmıştır. Bu dünyada birçok zâlimlerin mazlumları ezdikleri, onları fakir, perişan ve zelil hale getirdikleri bir vakıadır. Mazlum zelil olunca, onu ezen, ona hâkim olan zâlim de izzet makamına geçmiş oluyor.

Hakikat şu ki, hak yolda gittiği halde zulme uğrayan insan, davasının hak olması yönüyle yine azizdir. Zulüm ise çirkin bir sıfat olduğundan, zâlim kişi rakibine hâkim de olsa yine zelil ve aşağı bir kişidir.

Burada, şahısların bu manevî hâlleri değil, dünya hayatında oynadıkları rol esas alınıyor. Zâlim bir kişi mazlumu eziyorsa, zâhiren bir izzet ve hâkimiyet makamında bulunuyor. Mazlum ise zillet içinde bir hayat geçiriyor.

Dünyadaki bu zâhirî izzetin de zilletin de geçici olduğu, bu dünya hayatının kapanmasıyla zâlimin ebediyen zelil ve perişan olacağı, mazlumun ise kısa süren bir zillet ve mahkûmiyetten sonra âhirette imanından gelen bir izzetle ebediyen mesut olacağı ders verilmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...