"Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş. Hıyanet, hamiyet libasını giymiş. Cihada, bağy ismi takılmış. Esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bâzan Zıd, Zıddını Tazammun Eder"
"Zaman olur ki zıd, zıddını saklarmış. Lisan-ı siyasette lâfz mânânın zıddıdır. Adalet külâhını Zulüm başına geçirmiş. Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş. Cihad ve hem gazâya, bağy ismi takılmış. Esaret-i hayvanî, istibdad-ı şeytanî, hürriyet nam verilmiş. Zıdlarda emsal olmuş, suretlerde tebâdül, isimlerde tekabül, makamlarda becâyiş-i mekânî."(1)
Günümüzdeki siyaset âleminde mefhumlar ters yüz olmuş, zıtlar yer değiştirmiş, siyaha beyaz, beyaza siyah denilir duruma gelinmiş. Fazilete, rezalet; rezalete fazilet denilen dehşetli bir asırda yaşıyoruz.
Üstad Hazretleri bu vahim manzarayı şu veciz sözleriyle ifade ediyor.
"Adalet külâhını zulüm başına geçirmiş": Hukuk ve adalet adı altında insanlara zulüm ediliyor. Birtakım medenî kanunlar adı altında insanların inancına ve fıtratına uygun olmayan sistemler ve kanunlar zorla tatbik ediliyor. Şeriatın caydırıcı ve hakkaniyetli ceza hukukunu kaldırıp, yerine günah ve haramları serbest bırakan, hatta teşvik eden kanunların vaz’ edilmesi meseleye işaret eder.
"Hamiyet libasını, hıyanet ucuz giymiş": Hamiyet; din, vatan, bayrak ve millet gibi mühim değerleri koruma ve bunlara hizmet etme duygusuna denir. Şimdilerde ise hain ve sahtekâr insanlar dine ve millete hizmet ediyorum, diyerek ırkçılık ve milliyetçilik adı altında, dine ve millete hıyanet ediyorlar. Vatanın ve milletin birliğine ciddi zararlar veriyorlar. Bugün millet adına işlenen cinayet ve çirkinlikler hamiyet değil, hıyanettir.
"Cihad ve hem gazâya, bağy ismi takılmış": Batı medeniyeti, sömürü ve gasp üzerine kurduğu iktisadî nizamının önündeki engelleri, hep farklı isimlerle yâd etmiştir. Mesela; Anadolu’yu işgal eden emperyalist güçler karşısında, din ve vatan için direnişe geçen Türk milletinin cihad ve gazasını, isyan ve eşkıyalık olarak ilan etmiştir. Dünyanın birçok yerinde kendi vatanını müdafaa eden ve hürriyet için mücadele veren milletleri; terörist ve eşkıya göstererek siyasî propaganda yapıyor.
Bu geniş dairede böyle olduğu gibi, Müslüman devletlerde de cunta yönetimleri, İslam için çalışan, gayret eden ve cihad eden Müslümanları gerici, irticacı, âsi, hatta anarşist gibi yaftalarla yaftalıyorlar. Cihad sadece silah ve kavga ile olmaz; cihad ilim, irfan, tebliğ gibi vasıtalar ile de olur. İşte İslam memleketlerinde batı kalıntısı olan rejimler, dinsizliğe karşı yapılan müsbet imanî hizmetleri hep tehlike ve başka isimler ile anmıştır.
Sivil-asker, masum-zalim tefrik etmeden, cihad yapıyorum diyerek insanları öldüren dalalet fırkalarına terörist denilmesi mutabıktır. Üstad Hazretlerinin bu sözleri kesinlikle teröristlerin terörü için kullanılamaz.
"Esaret-i hayvanî, istibdad-ı şeytanî, hürriyet nam verilmiş": Hayvanî hislerin ve behimî duyguların tatmin edilmesine, her türlü çirkin fiillerin serbestçe işlenmesine hürriyet adı verilmiş. Allah’a kul olmak O’nun emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmaya da esaret denilmiştir.
"Zıdlarda emsal olmuş, sûretlerde tebâdül, isimlerde tekabül, makamlarda becâyiş-i mekânî": Birbirine zıt olan şeyler birbirine emsal ve misal olarak gösterilmiş. Sûretler birbirinin yerine geçmiş, cihad ile terör gibi. İsimler karşı karşıya getirilmiş ve makamlar yer değiştirmiş. Hukukun makamına zulüm oturmuş ve adalet diye anılır olmuş, demektir. Hatta bazen olur ki mahkûm ile hâkim yanlış makamlarda ve mevkilerde bulunur.
(1) bk. Sözler, Lemeât.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar