"Âlem-i şehadet, avalimü’l-guyub üstünde tenteneli bir perdedir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Âlem-i şehadet, avâlimü’l-guyûb üstünde tenteneli bir perdedir." (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri: 10.)
Şu içinde yaşadığımız şehadet âlemi, gaybî âlemlere işaret eden tenteneli bir perdedir.
Bu tenteneli perdeye iman nuru ile ve dikkatle bakıldığında, nice gayb âlemlerini gösterirken, küfür, şirk nazarı ile ve gaflet gözlüğü bakıldığında ise hakikatleri örten kalın bir perde hâline dönüşür...
Mahlukatta tecelli eden İlâhî isim ve sıfatlar, o şeyin yaratılış hikmetleri, onda kendini gösteren rahmet ve inayet, o eseri Cenâb-ı Hakk’ın bizzat müşahede etmesi, meleklerine göstermesi, bütün ruhaniyata seyrettirmesi gibi gayelerdir. Mahlukata bakan ciheti ise o şeyin başka varlıklara sağladığı faydalardır.
Mesela, Güneş'in Cenab-ı Hakk’a bakan ciheti onun Nur ismine ayna olması, kudret ve azametini göstermesi gibi vazifeleridir. Halka bakan ciheti ise, yeryüzündeki bütün canlılara yaptığı birçok hayati hizmetlerdir. Aslında bu hizmetler, Allah’ın rahmet ve inayetini gösteren tenteneli birer perdedirler.
Varlıkların faydaları ve hikmetleri düşünülürken, bunları şuursuz, ilimsiz, cansız ve merhametsiz sebeplerin yapamayacağı dikkate alınırsa, böyle bir bakış “tenteneli bir perde yahut şeffaf bir cam parçası” gibi olur ve biraz dikkat edildiğinde altında Cenab-ı Hakk’a bakan ciheti gösterir.
Kalın bir perde yahut puslu veya renkli bir cam parçası, altındaki şeylerin görünmesine mâni olduğu gibi, varlıklara mana-yı ismiyle bakmak, yani sadece onların hususiyetlerini ve faydalarını inceleyerek bunların o varlıklara nasıl ve kim tarafından takıldığını hiç düşünmemek de hakikatlerin görünmesine mâni olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü