Allah cehennemlikleri neden yarattı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah her insanı temiz bir fıtrat üzere yaratmıştır.

Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurur: “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; EbûDâvud, sünne 17; Tirmizî, kader 5)

Bu hadîs-i şerifte İslâm fıtratı üzere doğan yavruları batıl itikadların, menfi cereyanların yahut sefahet mihraklarının eline düşmekten koruma konusunda anne babaya düşen büyük vazifeve mes’uliyet ihtar edilmektedir.

Her insan yaratılış itibariyle lekesiz, tertemiz, iman ve İslâm'a en müsait bir mahiyettedir. İnsan tam tekemmül etmiş de dünyaya öyle gelmiş değildir, ama doğruyu bulacak, hayır ve şerri birbirinden ayıracak istidat ve kabiliyet ruhunda dercedilmiştir.

Bu ölçüler ışığında meseleye baktığımız zaman, nefsin dalâletini sadece fıtrî ahvaline vermek uygun olmadığı gibi, tamamen haricî te’sirlere vermek de mümkün değildir.

Her insanda iyiliğe olduğu gibi kötülüğe de meyil vardır. İnsanın mes’uliyeti bunlardan hangisine ağırlık verdiği ve tercih ettiği ile alâkalıdır.

İnsan bu dünyaya imtihan olmak üzere gönderildiğinden onun fıtratına kötülüğü emreden bir nefis ve iyiliği ilham eden bir kalb ve vicdan konulmuştur. Yine insana iyiyi ve kötüyü tercih etmeye selahiyetli bir irade sıfatı da verilmiştir. Nefis, şeytan, kötü arkadaşlar, zararlı fikirler insanı cehennem yoluna sokarken, semavî kitaplar, peygamberler ve onların varisi olan büyük âlimler ve mürşidler de ona cennetin yolunu gösterirler.

Küfür ve inkâr yoluna giren insan, kâinat çapındaki delillere gözlerini yummuş, kulaklarını tıkamış, vicdanını söndürmüş ve temiz olan fıtratının üzerine Allah'ın (cc.) sevmediği kara lekeler sürmüş olur. Buna karşılık, insan iman ve salih amelle fıtratını muhafaza eder ve safvetini korur.

Fıtratı köreltilen bir insan, ikinci bir fıtrat kazanmış, temiz ve selim yaratılışını kirletmiş olur. Fıtrat çekirdeği küfür toprağının karanlıklarında gömülü ve örtülü kalıp, bir ağaç olmak için gerekli ısı, ışık ve yağmuru alamaz duruma düşer.

Nefs-i emmarenin daima kötülüğü emretmesine karşılık vicdan daima doğrudan, güzelden yana olur. Bunun misalleri çoktur. Birkaç misal vermekle iktifa edelim:

Kendini beğenmiş, gururlu kimseleri kimse sevmez. Mütevazı, hayırsever insanlar ise toplumu sevgisini kazanırlar.

Zalimlere düşman olmak, mazlumlara acımak da vicdanın bir emridir.

Hiçbir insanın gıybet edilmekten hoşlanmaması, insan yaratılışının gıybeti reddetmesi demektir.

Yalan söylemenin zorluğu, doğru söylemenin ise rahatlığı, yalanın yasak, doğrunun sevap olduğuna fıtratın şehadetidir.

Misaller çoğaltılabilir.

Demek ki, insanın yaratılışı güzel ahlâk üzeredir. Ancak, insan tabiatına yerleştirilmiş bulunan bütün bu hususiyetlerin mecralarını bularak tekâmül etmeleri gerekiyor. Bu tekâmülün esasları, İlâhî kitaplarda konulmuş ve peygamberlerce (as.) insanlık âlemine tebliğ edilmiştir.

Ama her insan kendisindeki iman filizini büyütememekte, bazıları da tamamen bunu kurutmaktadır. Kötü meyillerin verilmesi veya nefis ve şeytanın musallat olması ise hayırdır. İnsan meleklerden farklı yüksek makamlara da çıkabilir, hayvandan daha aşağı derekeye de düşebilir. Kâinatın yaratılmasında ve hayatın devamında asıl gaye kâmil insanı netice vermesidir. İnsanın yüksek mertebelere çıkıp kâmil insan olması için, kötü meyillerine, nefsine ve şeytana muhalefet etmesi, gerekmektedir. Bu olmasaydı melekler gibi makamı sabit kalırdı. Halbuki sabit makamlı melekler çoktur.

Bu meyillerden dolayı bir kısım insanların cehennem girmesinin de kıymeti yoktur. Cehenneme girenler iki yoldan birini tercih etmişlerdir ve buna müstehak olmuşlardır. Allah bu meyilleri veya nefis ve şeytanın tasallutunu derecelerini yükseltip kâmil insan olmaları için vermiştir, cehenneme girmeleri için değil.

"Kemiyetin, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti yok. Asıl ekseriyet, keyfiyete bakar."

"Meselâ, yüz hurma çekirdeği bulunsa, toprak altına konup su verilmezse ve muamele-i kimyeviye görmezse ve bir mücahede-i hayatiyeye mazhar olmazsa (filizlenmeye başlamazsa), yüz para kıymetinde yüz çekirdek olur. Fakat su verildiği ve mücahede-i hayatiyeye maruz kaldığı vakit, sû-i mizacından sekseni bozulsa, yirmisi meyvedar yirmi hurma ağacı olsa, diyebilir misin ki, 'Suyu vermek şer oldu, ekserisini bozdu?' Elbette diyemezsin. Çünkü o yirmi, yirmi bin hükmüne geçti. Sekseni kaybeden, yirmi bini kazanan zarar etmez, şer olmaz."

"Hem meselâ, tavus kuşunun yüz yumurtası bulunsa, yumurta itibarıyla beş yüz kuruş eder. Fakat o yüz yumurta üstünde tavus oturtulsa, sekseni bozulsa, yirmisi yirmi tavus kuşu olsa, denilebilir mi ki, 'Çok zarar oldu, bu muamele şer oldu, bu kuluçkaya kapanmak çirkin oldu, şer oldu?' Hayır, öyle değil, belki hayırdır. Çünkü o tavus milleti ve o yumurta taifesi, dört yüz kuruş fiyatında bulunan seksen yumurtayı kaybedip, seksen lira kıymetinde yirmi tavus kuşu kazandı."

"İşte, nev-i beşer, bi’set-i enbiya (peygamber gönderilmesi) ile sırr-ı teklif (imtihana tabi tutulma) ile mücahede (kötü isteklerine muhalefet) ile şeytanlarla muharebe ile kazandıkları yüz binlerle enbiya ve milyonlarla evliya ve milyarlarla asfiya gibi âlem-i insaniyetin güneşleri, ayları ve yıldızları mukabilinde, kemiyetçe kesretli, keyfiyetçe ehemmiyetsiz hayvânât-ı muzırra nevinden olan küffârı ve münafıkları kaybetti. Bunu yerine böyle kamil insanları kazandı."
(1)

Allah bazı insanları cehennem için yaratmamıştır. Aksine cehennemi bazı insanlar için yaratmıştır. Mesela, bir devlet hapishaneleri falan falan insanlar içeriye tıkılsın diye yapmaz. Kim suç işlerse hapishaneye onu atar. Aynen bunun gibi, Allah hak edenlere cehennemi inşa etmiştir. Yoksa “falan insanlara cehennemi hazırladım" demek Cenab-ı Hakkın mutlak adaletine ve sonsuz hikmetine uygun düşmez. Çünkü bu gibi insanlar hiç cehennemi hak etmemişlerse itiraz hakları olur.

(1) bk. Mektubat, On İkinci Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 9.508
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

sadik-mustafa@hotmai
ALLAH sizden ebedi razı olsun sorumun cevabını çok güzel ve kolay anlaşılır tarzda yazmışsınız ALLAH bu hizmetinizi kabul etsin. Amin..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...