Allah’ın zamandan münezzeh olması ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah’ın hem zâtı ezelî, hem de sıfatları... Bizim ise zâtımız ve sıfatlarımız sonradan yaratılmış... Elbette biz Cenab-ı Hakk’ın ne zâtını, ne de sıfatlarını lâyıkıyla bilemeyiz, ezelî ve zamandan münezzeh oluşunu hakkıyla kavrayamayız... Nasıl kavrayabiliriz ki, henüz zamanın ne olduğunu bile anlamış değiliz!..

Zaman nedir? Nasıl bir şeydir? Aynı anda o nehir içinde her şey akıyor, ama niçin her birine farklı tesirleri oluyor?.. Çocukları gençliğe tırmandırırken, olgunları ihtiyarlığa, ihtiyarları da ölüme sürüklüyor. Bu nehir aşağı doğru mu akıyor, yukarı doğru mu?

Şair, haklı olarak soruyor:

"Nedir zaman nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi yokuş mu?"

Biz zamanla kayıtlıyız; dünümüz var, yarınımız var. Bunlar, ömür denilen hayat süresinin safhaları... Lâkin bu safhalar hep nisbî, yani birbirine göre bu isimleri alıyorlar... Bu günümüz, yirmi-otuz saat kadar önce, “yarın” diye yâd ediliyordu. Sabaha çıktığımızda ondan söz ederken, “dün” diyeceğiz. Geçmiş ve gelecek zaman da dün ve yarından farklı değil.

Her gün, her saat, hatta her an ayrı bir âlem... Belli bir anda kâinatta cereyan eden bütün hâdiseler, bir an öncesine ve bir an sonrasına göre farklı tablolar meydana getiriyorlar. Öyleyse, her an bu âlemde ayrı bir levha sergileniyor...

İşte zaman, sıra sıra dizilen bu tablolarda okunuyor yahut bu tablolar zamanın içinde dokunuyor. Zaman hakkında çok şeyler söylenmiş. Mahiyeti ne olursa olsun, gerçek şu ki, varlıkların hareketleriyle, seyirleriyle, konup göçmeleriyle ilgili bir mefhum olan zaman, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlıkı için söz konusu olamaz. O, yaratılmış ve yaratılacak bütün eşyayı, ezelî ilmiyle bilir.

Âyet-i Kerime’de ne güzel buyurulur:

“Yaratan bilmez olur mu? O lâtiftir, her şeyden haberdardır.” (Mülk Suresi, 67/14)

Bir kitaba bakan insan düşünmeli ki, bu kitaptaki her kelime, her satır, her harf yazılmış. O halde bunları yazan zât, yazı cinsinden olmayan, kelimeye, harfe benzemekten münezzeh birisi olmalı!..

Şu dünyamız, şu bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler zaman nehrinde durmadan akıyorlar... Ölüme, kıyamete doğru yol alıyorlar. Bu nehri akıtan zât, elbette zamandan münezzehtir. Yani, onunla bağlı ve kayıtlı değildir. Ve bu nehirde akanların hiçbiri, zamandan münezzeh olmayı lâyıkıyla bilemez.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 10.121
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

okırkpınar
zaman ve mekan konusunda açıklayıcı bir misal olması adına diyorum ki:çok uzun bir yolculuğa çıktığımızda mesela izmirden erzuruma doğru bir arabayla yola çıktığımızda araç kullanmayan insan zamanın çabuk geçmesi için uyumayı tercih eder ve hakikaten uyuyup uyandığında çok uzun bir mesafenin yol alındığını ve zamanın çabuk geçtiğini anlamamıştır.evet uyku ve uyanıklık arasında ki zaman ve mekan farkı bile bu işin ne kadar göreceli ve mahluku ilgilendiren bir yönü olduğunu ispat ediyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
drerkan

 NE İÇİNDEYİM ZAMANIN
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.

Başım sükutu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.

Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.



Ahmet Hamdi TANPINAR

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...