" اَلرَّحِيمِ de fiilî olan sıfat-ı gayriyeye imadır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İlk önce, fiilî sıfatlar nelerdir, bunu açıklamaya çalışalım:
Allah'ın fiilî sıfatları; tahlik (yaratma), terzik (rızık verme), inşa (mevcut şeylerden varlıkları yaratma), ibda (eşsiz bir şekilde ve ilk yaratma), ihya (diriltme), ifna (yok etme), tasvir (şekil verme), inma (büyütme), tezyin (süsleme), tanzim (nizama ve düzene koyma), tekmil (kemale erdirme), tenvir (nurlandırma), ba's (öldürdükten sonra tekrar diriltme), in'am (nimetlendirme) ve terbiye etme gibi,.. iş ile alakalı olan sıfatlardır. Bu sıfatların hepsi Tekvin sıfatının manası içine girmektedir.
Ayrıca bu fiillerin -tabiri caizse- bir de alt şubeleri vardır. Bunlara bakıldığında, ilâhî fiillerin sonsuzluğu daha iyi anlaşılır. Mesela, terbiye etme tek bir fiilî sıfattır; ama sayısız denilecek kadar çok şubeleri vardır. Bütün âlemlerin terbiyesinden, semanın terbiyesine, arzın terbiyesine, insanın terbiyesine, gözün, kulağın, ağzın, midenin terbiyelerine, alyuvarların, akyuvarların, bakterilerin, mikropların terbiyelerine kadar nice farklı terbiye tarzları vardır. Rabbussemavativel Arz, Rabbul âlemin, Rabbunnas, Rabbuşşi’ra, Rabbi Musa ve Harun gibi tabirler, Kur'anda bahsedilen bu terbiye fiilinin farklı yansımalarıdır. Dolayısıyla bu sıfatlar külliyet ve cüz’iyet itibariyle, farklı tecelli etmektedirler. Diğer fiiller de bu şekilde düşünülebilir.
Fiilî sıfatların meydana çıkması mahlûkların varlığına bağlı olduğu için, bunlara sıfat-ı gayriye denilir. Yoksa bu sıfatlar da Cenab-ı Hakk’ın zatına ait sıfatlardır. Ancak bu sıfatların tecellisi gayrın varlığına bağlıdır. Bu sebeple bu sıfatlara sıfat-ı gayriye denilir.
Fiilî sıfatları bu şekilde tanıdıktan sonra, şimdi Rahim isminin bu fiillere olan imasına geçelim…
Saydığımız bütün fiilî sıfatlar ve sayamadıklarımız, Cenab-ı Hakk’ın tekvin sıfatının manası içine girse de bütün bu sıfatlar Rahim ismine dayanmakta ve Rahim ism-i şerifi sebebiyle tecelli etmektedir. Şöyle ki:
Mesela, rızıklandırmak bir sıfat-ı fiiliyedir. Cenab-ı Hakk’ın rızıklandırmasına sebep olan şey ise merhametidir. Eğer Rabbimiz kullarına acıyıp merhamet etmeseydi, elbette onları rızıklandırmazdı. Demek, rızıklandırmak sıfat-ı fiiliyesi, Rahim ismine dayanmakta ve Er-Rahim ism-i şerifi sebebiyle tecelli etmektedir. Eğer Rabbimizin merhameti olmasaydı, rızıklandırmak sıfat-ı fiiliyesi tecelli edemezdi.
Yine bir sıfat-i fiiliye olan "hayat verme" sıfatına bakalım: Hayat vermek, merhametin bir neticesidir. Eğer Rabbimiz merhamet sahibi olmasaydı, ihya sıfatıyla tecelli etmez ve hiçbir mahlûkuna hayat vermezdi. Demek, ihya fiili de yine Er-Rahim ismine dayanmakta ve Er-Rahim ism-i şerifi sayesinde tecelli etmektedir.
Yukarıda verdiğimiz iki fiilî sıfat gibi, bütün fiilî sıfatlar Er-Rahim ismine dayanmakta ve Er-Rahim ism-i şerifi sebebiyle tecelli etmektedir. Cenab-ı Hak merhamet sahibi olduğu için yaratıyor, besliyor, terbiye ediyor, süslüyor, boyuyor, tanzim ediyor, tekmil ediyor ve hâkeza…
O halde, “ اَلرَّحِيمِ de, fiilî olan sıfat-ı gayriyeye imadır” cümlesi hakkında diyebiliriz ki: Madem Zat-ı Zülcelal merhamet sahibidir; o hâlde bu merhametin tecelli etmek istemesiyle yaratacak, besleyecek, suret verecek, tekmil edecek, büyütecek, koruyacak, in’am edecek ve diğer fiilî sıfatlarlarıyla tecelli edecek. İşte bu sebeple, Er-Rahim ismi, sıfat-ı fiiliyeye ima eder.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Nasıl ki; İradenin hakkını vermek ancak, kendisini dileyeni dilemekle ifa edilebilir.
İbadına bütün mahlukatı musahhar ederek sınırsız merhametini gösteren merhamet sahibinin lûtuf ve nimetlerine de, ancak mahlukatını kuşatacak bir şefkatle şükredilebilir.
İkinci tarıkımız da zikredilen; “Hem şefkat dahi, aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tariktir ki, Rahîm ismine isal eder” hakikatı da bir derece bunu ifade eder.