"Aşiret-i galipte hasıl olan şerefse, 'Hasan Ağa, aferin!' Hasıl olan şer ise, efrada olur nefrin. Beşerde şerr-i hazin!" Burayı nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Bu cümlelerle, içimize yerleşen yanlış ve zararlı bir anlayıştan bahsediliyor. Şöyle ki;
Bir grubun veya bir cemaatin say ve gayreti ile ortaya çıkan muvaffakiyetlerin şerefi, herkese aittir. Başarısızlıklar ise, o grubu veya cemaati idare eden liderlere ait olması lazım iken, maalesef tam aksine bir tablo söz konusu. Bu durum içtimai hayatta bir hastalık haline gelmiştir.
Mesela, kurtuluş mücadelesinde, bilhassa da Çanakkale Savaşında o gün -kadın erkek, genç ihtiyar, asker sivil- herkesin destek ve himmetiyle, büyük bir mücadelesi ve eşsiz kahramanlığı ile beşer takatinin fevkinde azim bir muvaffakiyet elde edilmiş ve tarihe altın sayfalarla yazılmıştır. Bu eşsiz zaferleri sadece belli kişilere mal etmek, birkaç komutanın kahramanlıkları ile elde edilmiş gibi göstermek ve sadece onları nazara vermek diğerlerine haksızlıktır, zulümdür. Bu hâl insanların gururunu tezyif etmekte, birlik ve beraberliğin zayıflamasına sebep olmaktadır. Zira muvaffakiyetteki şeref herkese verilirse, büyük bir şevke ve heyecana vesile olur. Sadece liderler veya birkaç komutana verilmesi durumunda şevkler kırılır, heyecan gider, vatan sevgisi azalır.
Bunu manen teyit eden şu hadis-i şeriftir ki İstanbul'un fetih şerefini hem komutana hem de askerine veriyor:
سَتُفْتَحُ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَنِعْمَ اْلاَمِيرُ اَمِيرُهَا وَنِعْمَ الْجَيْشُ جَيْشُهَا
“İstanbul fethedilecektir. Onu fethedecek olan kumandan ne güzel kumandan ve onun ordusu ne güzel ordudur.” (bk. Hâkim, Müstedrek, 4:422; Buharî, Târihü’s-Sağîr, no. 139; Müsned, 4/335; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 6/218.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü