"Bazan ağaç gibi bir kelimede bir kasideyi ve çekirdek gibi bir noktada bir kitabın tamam fihristini..." Bir kelime olan ağaç nasıl bir kaside manasını taşır, misal verebilir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kaside; ekseriyetle padişahları medih ve sena için yazılmış manzum eserlerdir. Bu kâinat kitabındaki her varlık da nizam ve intizamıyla ve taşıdığı nice hikmet ve mânalarla Cenab-ı Hakk’ın esmâsının güzelliklerini gösterir ve o esmânın kemaline ayine olur.
Meselâ, “göz” dendiği zaman hemen aklımıza gelen mânâ onun görme aleti olduğudur. Bu mânâ, gözün “bir harf kadar” yani cüz’î bir mânasıdır. O İlâhî esere esmâ-i İlâhiye noktasında baktığımızda mânalar küllîleşir. Görmeye vesile olmasıyla Basir ismini, şekliyle Musavvir ismini, güzelliğiyle Müzeyyin ismini, faydalarıyla Alîm, Hakîm, Kerîm gibi pek çok esmâyı ders verir.
Allah'ın iki kitabı vardır. Biri Kelam sıfatından gelen Kur'an-ı Kerim'dir. İkincisi ise İrade ve Kudret sıfatının tecellisi olan kâinat kitabıdır. Her iki kitabın da kelimeleri, harfleri, sayfaları vardır. Kur'an-ı Kerim'in harfleri, yani mânayı bize ileten şifreler, malum olduğu üzere cansız bir kısım yazılardan ibarettir. Ancak içlerinde, gizli birçok derin mânalar vardır.
Aynen öyle de, kâinat da bir kitaptır. Onun harfleri ise canlı ve hayatlı olan varlık kelimelerinden ibarettir. Mezkur cümlede kâinat kitabının harfleri, kelimeleri, cümleleri, sayfaları nazara veriliyor. Şöyle ki;
Her bir ağaç bir kelimedir. Ancak öyle bir kelime ki, dikkatlice okuduğumuzda içinde bir kaside gizli olduğunu görüyoruz. Her bir ağaç kendini yapan ve yazan kâtibi olan Allah'ı medih ve sena ediyor. Kuru ve basit bir topraktan, şuursuz ve hayatsız bir sudan, canlı, mânalı meyveli, renk renk ve desen desen işlenmiş bir eser olan ağacın yaratılışını görüyoruz.
Kendisinin ve meyvesinin ne olduğunu ve ne mâna ifade ettiğini bilmeyen bir ağacı medih ve sena edemeyeceğimize göre, elbette ki, onu yaratan ve yapan ustasını medh ü sena edeceğiz. İşte bu noktada her bir ağaç veya her bir çiçek birer kaside gibi yaratanını medh ü sena ediyorlar.
Zaten her bir eser, ustasının ilmini, maharetini nazara vermiyor mu? Bir eser, kendini bir cihette ifade etse, ustasını yüzler cihetlerle ifade edip, nazara veriyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü