Bediüzzaman, İmam-ı Rabbani’nin Huruf-u Mukattaadan Kur’an’ın istikbale dair gaybi haberlerini bulduğunu söylüyor; bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Asıl adı Ahmed olan İmam-ı Rabbanî, 1564 yılında Babür İmparatorluğu egemenliği altındaki Hindistan'ın Serhend şehrinde doğdu. Hz. Ömer'in neslinden geldiği için, "Fârâk" lakabını almış, kendisine Fârûkî denilmiştir. Nakşıbendiyye tarikatının Müceddidiyye kolundandır. İmam-ı Rabbânî, ikinci bin yılın müceddidi kabul edilir ve kendisine “müceddid-i elf-i sâni” denilir. İslam hükümleri ile tasavvufu birleştirmesinden dolayı “Sıla” ismi de verilmiştir. 63 yaşında, doğduğu şehirde vefat eden İmam-ı Rabbanî'nin türbesine, o bölgede “Ravzayı Şerif” denilmektedir.

İmam-ı Rabbanî, müteşabih ayetler ve huruf-u mukatta hakkında şöyle der:

“Bu fakir uzun zamandan beri müteşâbihâtın tevilinde tevakkuf ediyor ve Hak Sübhânehû’nun ilmine havale ediyordum. Râsih âlimler için de buna inanmaktan başka bir nasip düşünmüyordum... Ama ne zaman ki Allah Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri bana, sırf fazlı ile lûtuf ve ihsanı ile müteşâbihâtın te’vilinden bir koku izhâr eyledi, bu büyük denizden bir ark açtı ve onu şu miskînin istidat arzına uzattı da bildim ki; diğer hususlarda olduğu gibi, müteşâbihâtın te’vilinde de şüphesiz râsih âlimler için bolca nasip vardır...”

“Müteşâbihât’ın te’vil ilmi, asıl itibariyle Resûller’e (aleyhimü’s-salavâtüve’t-teslîmât) mahsustur. Bununla birlikte bu ilimden, peygambere tâbi olma ve verâset yoluyla, ümmetlerden azın azına da çok az bir şey ihsân olunur, verilir. Bu dünya hayatında, onun yüzündeki peçe, örtü, perde kalkmaz, tam manasiyle anlaşılması mümkün değildir. Lakin ahiret hayatında, ümmetlerden büyük bir cemaatin, bu devletle şereflenmeleri ümit edilir. Bu da yine tebaiyyet yolu ile olacaktır...” (Serhendî, Ahmed Faruk (İmâm-ı Rabbânî) Mektubatu’r- Rabbânî, 276. Mektup)

İmam-ı Rabbani, “Elif-Lâm- Mîm” harflerinden bahisle, Elif’in, Peygamber Efendimiz (asm)'in hakikatine, Lam’ın Hz. İbrahim (as)'in hakikatine, Mîm’in ise Hz. Musa (as)'nın hakikatine baktığını söyler. Ayrıca kendisinin de velayet yoluyla bu harflerden nasibini anlatır.(bk. age. 311. Mektup)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...