"Belki çekirdekteki nakş-ı kader olan mânevî ağaç, bağdaki nesc-i kudret olan mücessem ağaçtan daha aciptir. Ve hilkat-i insaniye, hilkat-i âlemden daha aciptir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, acaib-i san’at ve garaib-i hilkat noktasında cüz’iyat külliyattan geri değil; çiçekler yıldızlardan aşağı değil; çekirdekler ağaçların mâdûnunda değil; belki çekirdekteki nakş-ı kader olan mânevî ağaç, bağdaki nesc-i kudret olan mücessem ağaçtan daha aciptir. Ve hilkat-i insaniye, hilkat-i âlemden daha aciptir."(1)
Şu muhteşem kâinattan bir meyve ağacını süzüp yaratmak bir kudret mu’cizesi olduğu gibi, o ağacın her bir meyvesine ağacın tamamının plan ve programını genetik şifreler halinde koymak da nihayetsiz bir ilim ve hikmet mu’cizesidir. Ve çekirdeklerde şifreler halinde yazılan manevî ağaç, cismanî ağaçtan daha acibtir.
Ağacın boyu, dalları, yaprakları, meyveleri, çekirdeğinde yazılmıştır. Bir cihetle çekirdek ağacın kaderi gibidir, çekirdekte ne yazılmış ise ağacın başına o gelir.
Mesela, incir çekirdeği, incir ağacının bir kader defteridir. İncir ağacının bütün planı, onun nokta kadar olan çekirdeğinin içinde ince bir program ile tanzim edilip yazılmıştır. Bütün ağaçların çekirdekleri, bütün bitkilerin tohumları, bütün canlıların nutfeleri, bütün kuşların yumurtaları kader defterleri hükmündedirler.
Sinek, böcek gibi küçük canlılarda, çekirdek ve tohumlarda Cenâb-ı Hakk’ın çok ince ve harika san’atları teşhir edilmektedir. On Yedinci Söz’de bu küçük varlıklarda, “tabakat-ı âliyede olan ruhaniyatı ve melâikeleri ve sekene-i semâvâtı seyre celb edecek bir cazibedarlık” göründüğü beyan ediliyor. Yâni, bu varlıkları melekler âlemi büyük bir hayranlıkla seyrediyorlar.
Üstad hazretleri bir başka risalesinde de “Bir sineğin îcâdı hayretfezadır filden” buyurarak küçük varlıkların san’atça büyük olduklarına dikkat çekiyor.
İnsanoğlu hayvanların ve bitkilerin hikmetlerini düşünürken, onların kendisine olan faydalarını esas alıyor ve aldanıyor. Eğer öyle olsa, insan nev’i yaratılmadan önceki çok uzun zaman diliminde yaratılan bütün hayvanları ve bitkileri hikmetsiz ve faydasız kabul etmek gerekir.
Cenâb-ı Hak o varlıklarda isim ve sıfatlarını tecelli ettirmekte, bu harika eserleri kendisi bizzât müşahede ettiği gibi, onları meleklerine de seyrettirmektedir. Ayrıca, onların her birinin de kendine mahsus bir tesbihi vardır ve bu tesbihler de meleklerce temsil edilmektedir.
(1) bk. Mektubat, Yirminci Mektup, İkinci Makam, Onuncu Kelime.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü