İkinci Makam, Onuncu Kelime

İçerikler


  1. "Daire-i imkânda ne kadar eşya var; o eşyaya gayet kolay vücud giydirebilir." İzah eder misiniz? Daire-i imkân ne mânaya gelmektedir? Daire-i imkândaki eşyaya vücud giydirmek ne demektir?

  2. "Nasıl ki gayet mahir bir san’atkâr, ziyade kolay bir tarzda, elini işe dokundurur dokundurmaz, makine gibi işler..." Devamıyla izah eder misiniz?

  3. Kudret-i İlâhiyeye nisbeten en büyük şeyin, en küçük şey gibi olmasına dair, Yirmi Dokuzuncu Sözde bahsedilen "Nuraniyet, Şeffâfiyet, Mukabele, Muvazene, İntizam" sırlarını izah eder misiniz?

  4. "Kudret-i İlâhiyeye nisbeten her şey müsavi olduğuna delil-i kàtı’ ve burhan-ı sâtı’ şudur ki: Hayvânat ve nebâtâtın icadında, gözümüzle görüyoruz, hadsiz bir sehâvet ve kesret içinde, nihayet derecede..." Devamıyla izah eder misiniz?

  5. "Şu kâinatta, şu görünen tasarrufat ve ef’âl ile hükmeden Sâni’-i Kadîr’in kudretine nisbeten, en büyük küll en küçük cüz’ kadar kolay gelir. Efratça kesretli bir küllînin icadı, bir tek cüz’înin icadı kadar sühuletlidir." cümlesini izah eder misiniz?

  6. "İmdad-ı Vâhidiyet" , "Yüsr-ü Vahdet" ve "Tecellî-i ehadiyet" Tabirlerini açar mısınız?

  7. "Birinci menba olan imdad-ı vâhidiyet: Yani, her şey ve bütün eşya, birtek zâtın mülkü olsa, o vakit, vâhidiyet cihetiyle herbir şeyin arkasında bütün eşyanın kuvvetini tahşid edebilir..." Konunun tamamını izah eder misiniz?

  8. "İkinci menba olan yüsr-ü vahdet: Yani, birlik usulüyle, bir merkezde, bir elden, bir kanunla olan işler, gayet derecede kolaylık veriyor." İzah eder misiniz?

  9. "Eğer ayrı ayrı fabrikalarda, ayrı ayrı merkezlerde teçhizatları yapılsa bir ordunun teçhizine lâzım olan bütün askerî fabrikalar, bir tek neferin teçhizatı için lâzım gelir." İzah eder misiniz, teçhizattan maksad nedir?

  10. Her iki hakikatte geçen وَ ِللهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى ibaresinin mealini ve konumuzla münasebetini nasıl anlamalıyız?

  11. "Üçüncü menba olan tecellî-i ehadiyet: Yani, Sâni-i Zülcelâl, cisim ve cismanî olmadığı için, zaman ve mekân Onu kayıt altına alamaz..." Konunun tamamını izah eder misiniz?

  12. "Bir çekirdekte koca bir ağacı mânen derc ettiği gibi, bir âlemi bir tek fertte derc edebilir. Bütün âlem, bir tek fert gibi dest-i kudretinde çevrilir." İzah eder misiniz?

  13. "Binlerle, milyonlarla âyineler nuruna mukabil gelse, bir tek âyine gibi inkısam etmeden bizzât her birinde cilve-i misaliyesi bulunur. Eğer âyinenin istidadı olsa, Güneş azametiyle onda âsârını gösterebilir." İzah eder misiniz?

  14. "Sâni-i Zülcelâlinin, nur olan bütün sıfâtıyla ve nuranî olan bütün esmâsıyla..." Buradaki "nur" ve "nurani" tabirlerinin "esma" ve "sıfata" tatbiki nasıldır; Cenab-ı Hakk’ın sıfatlarına nur, esmâsına nuranî tabirinin kullanılmasının farkı var mıdır?

  15. “Teveccühü ehadiyet tecellisi ile hiçbir yerde olmadığı halde her yerde hazır ve nazır olması” ifadesi tecelli-i vahidiyet için de geçerli midir?

  16. "Ve herbir mevcut, hüsn-ü san’atça, bütün mevcudat kadar kıymetli olabilir." Neden bütün mevcudat bir tek Sânie verildiği vakit, her bir mevcud bütün mevcudat kadar kıymetli olur?

  17. "Eğer o mevcudat, doğrudan doğruya bir tek Sâni’a verilmezse; o zaman her bir mevcud, bütün mevcudat kadar müşkilâtlı olur... Şu halde ya hiçbir şey vücuda gelmeyecek veya gelse de kıymetsiz, hiçe inecektir." İzah eder misiniz?

  18. "Ehl-i felsefenin en ziyade ileri gidenleri olan sofestaîler" ifadesini açıklar mısınız?

  19. "Sofestai" denen grup nedir? Meslekleri hakkında bilgi verir misiniz?

  20. Sofestâiler şirk yolunun tevhid yolundan daha müşkülâtlı olduğunu nereden bilmişler de “bilmecburiye, her şeyin vücudunu inkâr ederek akıldan istifa” etmişler?

  21. "Sânideki vücub ile tecerrüd" ve "Mahiyetinin mübayenetiyle adem-i takayyüd" mefhumlarını izah eder misiniz?

  22. "Vücub ve tecerrüdün hadsiz kolaylığa ve nihayetsiz suhulete sebebiyet vermeleri, gayet derin bir sırdır." Vücub ve tecerrüd ne demektir?

  23. Vücub ve tecerrüt; nasıl bir hususiyettir ki; eşyanın yaratılmasında kolaylığa sebebiyet veriyor?

  24. "Vücut mertebeleri muhteliftir. Ve vücut âlemleri ayrı ayrıdır." İzah eder misiniz?

  25. Âlem-i şehadetten küçük bir varlığın âlem-i manadan geniş malumatı içerisine aldığı ifade edilmektedir. Burada şehadet âlemi mana âleminden daha güçlü ve daha rasih mi oluyor? Ayrıca daha “hafif” tabiri ile ne anlamalıyız?

  26. "Kafadaki hardal kadar kuvve-i hafıza" ifadesindeki "hardal kadar" tabirini nasıl anlayabiliriz?

  27. "Ve âlem-i haricîden olan tırnak kadar bir âyine-i vücudun, âlem-i misal tabakasından koca bir şehri içine alır." Devamıyla izah eder misiniz?

  28. "Vücud rüsuh peyda ettikçe, kuvvet ziyadeleşir, az bir şey, çok hükmüne geçer." cümlesini izah eder misiniz? Vücudun rüsuh peyda etmesi nasıl oluyor?

  29. "Vücut rüsuh-u tam kazandıktan sonra, maddeden mücerred ise, kayıt altına girmezse" ne demektir?

  30. "Şu kâinatın Sani’-i Zülcelali, Vâcib-ül Vücud’dur. Yani: Onun vücudu zâtîdir, ezelîdir, ebedîdir, ademi mümteni’dir, zevali muhaldir." ifadesini izah eder misiniz?

  31. "Sair tabakat-ı vücut, Onun vücuduna nisbeten gayet zayıf bir gölge hükmündedir." İzah eder misiniz?

  32. Muhyiddin-i Arabî hazretleri hakkında çok konuşulup, meşrebi tavsiye edilmiyor. Üstadımız ise "ehl-i tahkik" tabirini kullanıyor. Bu konuyu açıklar mısınız?

  33. "Vücud-u Vâcib’e nisbeten başka şeylere vücut denilmemeli." ise masivaya, yani Allah’tan gayrı her şeye ne denilecektir?

  34. "Vâcibü’l-Vücud’un hem vâcib, hem zâtî olan kudretine karşı, mevcudatın hem hâdis, hem ârızî vücutları ve mümkünâtın hem kararsız, hem kuvvetsiz sübutları, elbette nihayet derecede kolay ve hafif gelir..." İzah eder misiniz?

  35. "Mübayenet-i mahiyet ve adem-i takayyüdün kolaylığa sebebiyeti" konusu olan ikinci sırrı açar mısınız?

  36. "Belki bütün hakaik-i kâinat, o mahiyetin Esma-i Hüsnasından olan Hak isminin şualarıdır." cümlesini izah eder misiniz?

  37. "O Zât-ı Zülcelâlin o kudret-i ezeliyesine nisbeten bütün kâinatın idaresi ve terbiyesi, bir bahar, belki bir ağaç kadar kolaydır." İzah eder misiniz?

  38. "Adem-i tahayyüz" ve "adem-i tecezzi" terkiplerini açıklar mısınız?

  39. "Madem Sâni-i Kadîr mekândan münezzehtir; elbette kudretiyle her mekânda hazır sayılır. Ve madem tecezzî ve inkısam yoktur..." Devamı ile adem-i tahayyüz ve adem-i tecezzi tabirleri çerçevesinde açabilir miyiz?

  40. "Faraza lüzum olsa, elektriğin telleri gibi ve ağacın dalları gibi ve insanın damarları gibi, eşya, vesile-i teshilât ve vasıta-i vusul-ü hayat ve sebeb-i sür'at-i ef'âl hükmüne geçer." Vesileler ve sebepler; nasıl teshilata sebep oluyor?

  41. "Ta’vik, takyid, men ve müdahale şöyle dursun, belki teshil ve tesri’ ve îsâle vesile hükmüne geçer. Demek, Kadîr-i Zülcelâlin tasarrufât-ı kudretine, herşey itaat ve inkıyad cihetinde -ihtiyaç yok; eğer ihtiyaç olsa- kolaylığa vesile olur." İzahı nasıl?

  42. "Demek, Kadîr-i Zülcelâlin tasarrufât-ı kudretine, her şey itaat ve inkıyad cihetinde -ihtiyaç yok; eğer ihtiyaç olsa- kolaylığa vesile olur." İhtiyaç olsa kolaylığa vesile olmak ile birlikte izah eder misiniz?

  43. "Sâni-i Kadîr, külfetsiz, muâlecesiz, sür’atle, suhuletle, her şeyi, o şeye lâyık bir surette halk eder." İzah eder misiniz?

  44. "Külliyâtı, cüz’iyat kadar kolay icad eder." İzah eder misiniz?

  45. "Evet, külliyâtı ve semâvâtı ve arzı halk eden kim ise, semâvât ve arzda olan cüz’iyâtı ve efrad-ı zîhayatiyeyi halk eden elbette yine Odur ve Ondan başka olamaz." İzah eder misiniz?

  46. "Belki çekirdekteki nakş-ı kader olan mânevî ağaç, bağdaki nesc-i kudret olan mücessem ağaçtan daha aciptir. Ve hilkat-i insaniye, hilkat-i âlemden daha aciptir." İzah eder misiniz?

  47. "Hilkat-i insaniye, hilkat-i âlemden daha aciptir." ifadesini Mümin suresi 57. ayetin manası çerçevesinde nasıl anlayabiliriz?

  48. "Sabık beyanatımızda, icad-ı mahlûkatta görünen hadsiz kolaylık, gayet derecede çabukluk, nihayetsiz sür’at-i ef’âl, nihayetsiz suhuletle icad-ı eşyanın sırlarını, hikmetlerini bir derece gösterdik..." Âyetlerin meallerini de vererek izah eder misiniz?

  49. "Yani bazı âdi şeylerin vücuda gelmelerini çok kolay gördükleri için, onların teşkilini, 'teşekkül' tevehhüm ediyorlar." Buradaki “bazı adi şeyler” nelerdir? Teşkil ile teşekkül tabirleri ne demektir?

  50. "Nihayetsiz bir kudretin delilini, onun ademine" nasıl delil yapıyorlar?

Yükleniyor...