"Benim suçum, hizmet-i Kur'âniyemi maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâtıma âlet yapmakmış." Üstadımızın böyle düşünmeyeceğini biliyoruz, neden bu ifadeyi kullanmış?
Değerli Kardeşimiz;
"Bir çeyrek asırdır bu suallerin cevaplarını bulamıyordum. Bana zulüm ve işkence yaptıklarının hakikî sebebini şimdi anladım. Ben kemâl-i teessürle söylüyorum ki, benim suçum, hizmet-i Kur'âniyemi maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâtıma âlet yapmakmış."
"Şimdi bunu anlıyorum, hissediyorum, Allah'a binlerle şükrediyorum ki, uzun seneler ihtiyarım haricinde olarak hizmet-i imaniyemi maddî ve mânevî kemalât ve terakkiyatıma ve azaptan ve cehennemden kurtulmama ve hattâ saadet-i ebediyeme vesile yapmaklığıma, yahut herhangi bir maksada âlet yapmaklığıma mânevî gayet kuvvetli mânialar beni men ediyordu."(1)
Büyükler, küçük bir hatayı dahi büyük bir günah olarak gördüklerinden, nefsine zulmetmiş addediyorlar. "Ebrarın hasenatı, mukarribinin seyyiatı gibidir." Yani avam olan salih insanların yaptığı iyilik ve ibadetler, büyük zatların yanında gaflet ve günah gibidirler. Üstad Hazretlerinin kendi manevî kemalatını düşünmesi, bunun için mücadele etmesi ve hatta iman ve Kur’an hizmetlerini buna vasıta ve alet yapması, avam insanlar açısından gayet normal bir durumdur. Lakin büyük zatlar için bu hal ağır düşüyor ve tahammül edemiyor. Allah büyük zatlara bu halleri münasip görmediği için, sanki bir günah ve zulüm yapmış gibi onların omuzuna ağır yükler yüklüyor, karşılarına çetin şartları çıkarıyor, başlarına dayanılmaz eza ve cefalar getiriyor, ta ki manen terakki etsinler, tam bir ihlasa erip büyük makamlara çıksınlar.
Üstad Hazretleri ne kadar büyük bir makama sahibi de olsa, ondan daha yüksek ve daha büyük bir makam daima vardır. Öyle ise Üstad Hazretlerinin de terakki edecek bir hedefi var demektir. “Büyük zatlar varacağı en büyük makama çıkmışlardır, daha ötesi yoktur” düşüncesi yanlıştır. Peygamber Efendimiz (asm) bile namütenahi kemalat ve fazilette terakki ve tekemmül içindedir. Hâl böyle olunca, bir alt makam, üsteki manevî makama nisbetle daima gaflet ve zulümat addedilmiştir. Tabiî bu gaflet hakiki bir gaflet değil, bir üst makama göre gaflet sayılıyor.
Diğer bir husus, Üstad Hazretleri bize nefis ile mücadele etmenin usulünü ders veriyor, bize rehberlik yapıyor; bazen bizdeki halleri kendinde varmış gibi zikredebilir.
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-II, 69. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü