"Şahsiyetime bir makam-ı şan u şeref kazandırmağa âlet etmediğime" ile "Maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâta âlet yapmakmış" ifadesi çelişkili değil mi?
Değerli Kardeşimiz;
"Bazı emârelerle bildim ki, gizli düşmanlarımız Nurun kıymetini düşürmek fikriyle, siyaset mânâsını hatırlatan mehdîlik dâvâsını tevehhüm ile güya Nurlar buna bir âlettir diye çok asılsız bahaneleri araştırıyorlar. Belki benim şahsıma karşı bu işkenceler, bu evhamlarından ileri geliyor. Ben o gizli zâlim düşmanlara ve onları aleyhimizde dinleyenlere deriz: Hâşâ! Sümme hâşâ! Hiçbir vakit böyle haddimden tecavüz edip iman hakikatlerini şahsiyetime bir makam-ı şan u şeref kazandırmaya âlet etmediğime bu yetmiş beş, hususan otuz senelik hayatım ve yüz otuz Nur Risaleleri ve benimle tam arkadaşlık eden binler zâtlar şehadet ederler."(1)
"Bir çeyrek asırdır bu suallerin cevaplarını bulamıyordum. Bana zulüm ve işkence yaptıklarının hakikî sebebini şimdi anladım. Ben kemâl-i teessürle söylüyorum ki, benim suçum, hizmet-i Kur’âniyemi maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâtıma âlet yapmakmış."(2)
Biz iki ifade arasında bir tutarsızlık ya da çelişki göremiyoruz.
Birinci ifadedeki asılsız suçlamanın özeti; "Said Nursi iman hakikatleri adı altında siyasi bir amaç ve faaliyet planlıyor. Asıl hedefi devleti ele geçirip şeriatı ilan etmek diyorlar. Risale-i Nurlar da bu amaç ve faaliyetin programıdır." diye asılsız bir iddiada bulunuyorlar.
Oysa Üstadımız Risale-i Nur'un telifi sürecinde asla siyasi bir amaç ve faaliyetin içinde olmamış, talebelerini de elinden geldiği kadar bu gibi şeylerden uzak tutmuştur. Yani Üstadımızın siyaset dışı hayatı bu suçlamayı fiilen tekzip ettiği halde, din düşmanları özellikle bu meseleyi ısıtıp ısıtıp tekrar gündeme getiriyorlar.
İkinci ifadede ise, Üstadımız, iman hizmeti konusunda neden daha iyi daha samimi olamıyorum, şeklinde kendi nefsini eleştiriyor ki, bu tamamen her insanın yapması gerektiği bir özeleştiridir.
Ayrıca soruda ikinci cümle içinde geçen "maddi ve manevi terakki ve kemalime alet yapmakmış" ifadesinin siyasetle bir ilgisi bulunmuyor. Ben iman hizmeti konusunda tam safi olup ne maddi ne manevi hiçbir beklenti ve gayret içinde olmamam gerekirken, bu iman hizmetini manevi makamları elde etmede bir basamak olarak kullanıyormuşum, diye bir öz eleştiri yapıyor. Ki bu eleştiri onun iç dünyasındaki mücadelenin bir ifadesidir.
Özetle, dinsizler Üstadı dine hizmet ettiği için düşmanlık besliyorlar ve asılsız ithamlarda bulunurken, Üstadımız da "dine iyi hizmet edemiyorum" diye yakınıyor.
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, On Dördüncü Şuâ.
(2) bk. Emirdağ Lâhikası-II, 69. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü