"Bir şeyin hüsün ve cemali, o şeyin mecmuunda görünür. Cüzlere ayrıldığı vakit, mecmuunda görünen hüsün ve cemal, parçalarında görünmez..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Üçüncüsü: Bir şeyin hüsün ve cemali, o şeyin mecmuunda görünür. Cüzlere ayrıldığı vakit, mecmuunda görünen hüsün ve cemal, parçalarında görünmez. O şeyin umumunda tezahür eden nakış ve güzellik, her bir kısmında aranmaz. Görünmediği vakit, görünmemesi, onun sebeb-i kusuru tevehhüm edilmez..." (İşaratü'l-İ'caz, Tembih)
Beden bütünlüğünde görülen güzellik ve ahenk bedenin her bir parçasında aranmaz. Mesela, çok yakışıklı ve endamlı bir adamın güzelliğini ayak parmağında göremezsin. Ama o ayak parmağının da kendine özel ve özgü ayrı bir güzelliği vardır.
Aynı şekilde Kur’an’ın tamamında ve bütününde görülebilen mükemmellik, güzellik ve mucizeyi her bir ayetinde her bir kelime ve cümlesinde aramak yanlış olur. Gerçi her bir ayetin her bir cümle hatta bazen kelimenin de kendine özel ve özgü mucize ve güzellikleri olabilir. Ama Kur’an’ın bütünlüğündeki mucizeliği ve harikayı her bir ayet ve kelimesinde aramak doğru olmaz.
Seksen milyonluk Türkiye'nin gücünü bir tek ferd ve şahısta düşünmek nasıl mümkün değilse, aynı şekilde Kur’an’ın tamamında ve bütününde görülebilen mükemmellik, güzellik ve mucizeyi her bir ayetinde her bir kelime ve cümlesinde aramak yanlış olur.
"...Kur'ân-ı Hakîmin sûre ve âyetlerinde görünen mu'cize-i nazm, hey'ât ve keyfiyat itibariyle tahlil edildiği vakit, başka bir tarzda yine kendini ehl-i tetkike gösteriyor." (bk. age., ay.)
Yukarıdaki ölçüye rağmen Allah her bir ayet üzerine yinede bir mucize-i nazm vurarak her bir ayeti koruma altına almıştır. Her bir ayet tek başına kendini ehli tetkike tanıtıp Allah kelamı olduğunu ifade edebiliyor. Yani Kur’an’ın bütününü taklit etmek nasıl mümkün değilse, bir ayetini taklit etmekte mümkün değildir. Çünkü Kur’an’ın hem bütünü hem her bir cüzü hükmünde olan her bir ayeti mucizedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü