"Hüsün mertebeleri" nelerdir, hüsnün mertebeleri nasıl idrak edilir? Cenab-ı Hakk’ın cemali nasıl ve ne ile bilinir?
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın her bir isim ve sıfatının cüz’î ve küllî tecellileri bulunuyor. Mesela, bir hanede yenen bir akşam yemeğinde Allah’ın Rezzak ismi cüz’î bir tecelli ile tezahür ederken, yeryüzündeki bütün canlıların yemeği ve rızkı noktasından küllî bir tecelli ile azamet ile tezahür eder. İkisi arasında da mahalle, şehir, ülke, her bir tür gibi sayısız makam ve mertebeler bulunuyor.
Aynı mâna hüsün ve cemal için de geçerlidir. Mesela, bir çiçekte görülen hüsün cüz’î bir tecelli iken, bütün çiçeklerde ya da bütün eşyada görülen hüsünler ve güzellikler ise, küllî bir tecelli ve şümullü bir tezahürdür. Bunların bir de ara tonları bulunuyor. Nasıl yedi ana rengin kendi içinde sayısız ara tonları bulunuyorsa, aynı şekilde hüsün ve cemalin de kendi içinde sayısız ara tonları ve makamları bulunuyor.
Hüsün ve cemali sadece sûret güzelliği şeklinde anlamamak gerekir. Her nev’in kendine ait bir cemal ve hüsnü bulunuyor. Mesela sıcağın soğuk karşısında bir güzelliği bulunduğu gibi, sıcak ve sıkıcı bir havada serinlik ve soğuğun da kendine göre bir güzelliği bulunuyor.
“Cemîl-i Zülcelâlin nihayet derecede güzel olan Esmâ-i Hüsnâsının güzellikleri dahi ayrı ayrı olduğundan, mevcudatta bulunan hüsünler ayrı ayrı düşmüş.” (Şuâlar)
Şu varlık âlemindeki bütün güzellikler onlarda tecelli eden İlâhî isimlerin güzel olmalarından ileri geliyor. Nitekim bu isimler için Kur’ân-ı Kerîm’de, Esmâ-i Hüsnâ tabiri kullanılır.
Mesela, Rezzak isminin tecellilerine bir göz atalım. Elma da güzeldir, hurma da... Bal da güzeldir, zeytin de... Bütün bu güzellikler Rezzak isminin güzelliğinden haber verirler; onun işaretleri ve gölgeleridirler. Fakat o güzel ismin güzelliği rızıklardaki hiçbir güzelliğe benzemez.
Nur Külliyatı’nda ehemmiyetle nazara verildiği gibi, mahlûkattaki bütün güzellikler birer işaret ve birer gölge gibidirler.
Haritadaki bir nokta, falan şehirden haber verir, ona işaret eder. Ancak o nokta, o şehre hiç mi hiç benzemez, sadece onun varlığını bildirir.
Keza, bir insanın gölgesi de sahibinin insan olduğuna delalet eder, ama onun hiçbir hususiyetini o gölgede bulamayız.
Bütün hayatlar Muhyi isminin tecellisidir, ama bu hayatlardan hiçbirinin güzelliği Muhyi isminin güzelliğine benzemez. Keza, bütün şekiller Musavvir isminden gelmektedir, ama hiçbir şeklin güzelliği bu ismin güzelliğine benzemez.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü